15 TEMMUZ KALKIŞMASI...!

İsmail Kadı

Bir yıl önce 15 Temmuz akşamı bu ülkenin demokratik kurumlarına, parlementosuna, siyasi iktidarına, devlete ve özgürlüklerimize yönelen silahlı bir kalkışma yaşadık.

Bu kalkışma pek çoğumuzun belleklerinde unutulmayacak derin izler bıraktı.

Pek çok konuda farklı düşünsek bile aynı kaygıları taşıyoruz.

Darbecilerin hedefinde özgürlükler, parlementer demokrasi olduğunu hepimiz farkındayız!

15 Temmuz’a bir günde gelinmedi.

15 Temmuz’a gelen sürecin köşe taşlarını yerleştirenler kimler olduğu ortaya çıkmalı.

Yaklaşık yüz bini aşkın kamu ve devlette çalışan asker, polis, yargı mensubu, akademisyen, bürokrat, işadamı görevden el çektirildi.

Bir kısmının mal varlığına el konuldu, önemli bir kesimi cezaevlerinde yargılanmayı bekliyor.

Buraya kadar herşeyi anladık.

Anlaşılmayan en önemli konu 200 bine yakın FETÖ mensubunun bu devletin  içerisine nasıl girdi veya yerleştirildi.

Siyasal iktidara rağmen bu kadar bürokrat, asker, polis şefleri devlette nasıl kadrolaştı.

Tüm bunları anlamadık ama anlar gibi davrandık.

Peki bu kadar insanı devletin içine kim sızdırdı veya kim yerleştirdi.

Bu işin siyasi sorumlusu kimlerdir?

Devletin tüm kurumlarına sızan veya sızdırılan bu kadar fetöcu içerisinde tek bir siyasetçinin bulunmaması inandırıcı mı?

15 Temmuz eğer bir darbe girişimi ise öyle görünüyor, bu darbe girişiminin kabinesinde kimler Bakan, Başbakan olarak yer alacaktı.

Bu kadar büyük bir organizasyon devlet içerisinde  kendine yer bulurken nasıl fark edilmedi.

Bütün bunların ayrıntıları mutlaka ortaya  çıkartılmalı.

Haklı olarak sorulması gereken şu sorulara yanıt bulunmalı;

Bu darbe girişiminde dış güçlerin etkisi ve desteği hangi boyuttadır.

Darbe girişiminin panzehiri demokrasidir.

İnsan temel hak ve özgürlükleri sınırlanarak yapılacak yargılamalar adil ve hakkaniyetli olmaz.

Darbe girişiminin üzerinden 1 yıl geçti.

Darbecilere yönelik henüz yeterli bilgiye sahip değiliz.

Eğer hak hukuk ve adaletten uzaklaşırsak bu işten en büyük yararı yine  terör örgütleri elde etmiş olur.

Yargıyı ve yasamayı güvenli hale getiremezsek daha büyük acılar yaşarız.

15 Temmuz’da şehit olan tüm insanlarımızı rahmetle minnetle anıyoruz.

Onlar bu ülkenin yüz akıdır.

15 Temmuz kalkışmasına siyaset değil hukuk karar vermeli.

Bir daha böyle acı günleri umarım yaşamayız.

15 Temmuz şehitlerini minnet ve şükranla anıyoruz.

Bu karanlık dönemin tüm ayrıntıları tek tek sorgulanmalı ve  ortaya çıkarılmalı.

15 Temmuz hiç bir siyasi partinin tekelinde olmamalı.

Bu yüzden 15 Temmuz’u siyasi malzeme olmaktan kurtarmalıyız.

Şehitlerimize ve gazilerimize tekrar minnet ve şükranla anıyoruz.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.