Gara’da bir mağarada bölücü örgüt tarafından 13 kişinin şehit edilmesinin ardından Yeniden Refah Partisi Çayırova ilçe başkanı Aykan Dönmez yaptığı açıklama ile AK Parti’ye sert tepki gösterdi.
Dönmez’in açıklaması şöyle:
“Milletimiz, Irak’ın Gara Bölgesi’nde bir mağarada rehin tutulup şehit edilen on üç Mehmetçiğimiz ve çatışma esnasında şehit olan üç askerimizin şehadet haberleriyle İslam alemini sevince boğan ve mübarek Ramazan ayının müjdecisi olan üç aylara büyük bir hüzün ve üzüntü içinde girmiştir.
Lakin şehadeti en üst mertebe bilip vakarını bozmayan aziz milletimiz, yandaş medyanın önce 13 Mehmetçiğimizi sivil vatandaşlar diyerek, kamuoyuna servis etmesi ve sonrasında bu on üç aslanımızın aslında, altı yıl önce Terör örgütünün operasyonları ile kaçırıldığını öğrenmesi milletimizi bir hayli üzmüş ve rahatsız etmiştir.
Hain terör örgütünün elinde altı yıl esir tutulan Mehmetçiklerimizin nasıl olup da mevcut hükümet tarafından kurtarılamaz ve bu olay nasıl örtbas edilebilir?
Bu durum, Çanakkale’de iki yüz elli bin şehit veren aziz milletimizin yüreğine dokunmuş ve aziz şehitlerimizin kemiklerini sızlatmıştır.
ALMAN VE ABD AJANINI BİR TELEFON
İLE SERBEST BIRAKTINIZ
Halbuki kendi askerine, polisine ve istihbaratçısına el uzatmayan hükümet, 2018 yılında ülkemizde ajanlık yapan tutuklu Alman gazeteci Deniz Yücel’i, Almanya Başbakanı Angela Merkel’in talimatıyla bırakmıştı.
Yine aynı sene ajanlık yapan tutuklu ABD’li rahip Andrew Craig Brunson’da Trump’ın bir telefonu ile serbest bırakılmıştır.
MEHMETÇİĞİN BAŞINA ÇUVAL
GEÇİRİLDİ, SEYRETTİNİZ
Öte yandan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Mayıs 2017'de Washington ziyaretinde Türkiye Büyükelçiliği rezidansı önünde yaşanan kavgadaki rollerinden dolayı haziran ayından beri tutuklu olan Cumhurbaşkanı korumaları Sinan Narin ve Eyüp Yıldırım'ın ABD mahkemelerince 1 yıl 1 gün hapis cezası almışlardı ve bu olaya da hükümet sadece seyirci kalmıştı, tıpkı 4 Temmuz 2003 yılında Irak’ın Süleymaniye kentinde Amerikalı askerlerin Türk askerinin başına çuval geçirmesine seyirci kaldığı gibi.
Oysa kendi askerini ve polisini PKK’nın insafına bırakan hükümet bir yandan PKK’yı lanetlerken diğer yandan PKK’nın hamisi olan ABD İle müttefikliğini devam ettirmekte ve ABD’nin bölgedeki en büyük katliamı olan bir buçuk milyon Iraklının öldürüldüğü 2.Körfez savaşının maddi ve manevi destekçisi olmuştur.
Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Wall Street Journal'a yazdığı makalenin içinde geçen Amerikalı askerlere hitaben dile getirdiği temenni şöyledir: "Amerikalı kahraman çocuklarınızın anavatana en az kayıpla dönmesini umuyor ve dua ediyoruz..."
Yine dönemin Ak parti Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül’ün “Son elli yılda dünya barışı için en çok evlatlarını feda eden ülke ABD’dir, “ demesi bu müttefikliğin nişanesidir.
PEŞMERGEYİ SİZ EĞİTTİNİZ
ABD’nin, Aslı Büyük İsrail Projesi olan BOP’ un eş başkanlığına dönemin Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın atanması da aşikardır. BOP kapsamında Ortadoğu’nun kaosa sürüklenerek bu minvalde orada Siyonizm patenti ile önce İşid tarzı örgütlerin çıkarılması ve sözde bu uluslararası tehdit olan illegal örgütlerle mücadele etsin diye PKK ile aynı ideolojiye sahip YPG, PYD gibi peşmerge kökenli örgütlerin kurulması ve bizce daha enteresanı Peşmerge’nin eğitimi için dönemin Ak parti Başbakanı Ahmet Davut Oğlu tarafından TSK’nın göz bebeği özel kuvvetlerin bu hususta bölgede görevlendirilmesidir.
Bütün bunlar yaşanmışken hükümetin hala kahrolsun PKK demesi tamamen iki yüzlü ve samimiyetsiz bir tavırdır.
KOZMİK ODANIN ANAHTARINI
FETÖ YA SİZ TESLİM ETTİNİZ
Tarih ne AKP, HDP VE PKK açılımını unutacaktır ne de bunun sonucunda Diyarbakır Sur’da şehit olan 500 özel harekatçı aslanımızı nede bir mağarada altı yıl esir kalmış aslanlarımızın kahpece şehit edilişini ve tarih şunu da unutmayacak Şiirler dizdiğiniz, “beraber yürüdük biz bu yollarda diye şarkılar söylediğiniz”, “ Ne istediniz de vermedik” diye serzenişte bulunduğunuz hain FETÖ’ nün eline anahtarlarını verdiğiniz Kozmik odayı nede 15 temmuz darbe girişiminde altı yıl dağda düşman elinde bıraktığınız Mehmetçiklerin ailelerinin sokaklarda, meydanlarda kanları, canları pahasına devletin bekası için mücadele edip şehadet şerbeti içtiklerini tarih unutmayacak.”