Rusya ve Ukrayna arasında aylardır devam eden gerilim, Rusya’nın başlattığı askeri operasyon ile savaşa dönüştü. Savaşın başlangıcından bu yanan en sıcak çatışmaların yaşandığı Bochka’da ailesi ile birlikte yaşayan Celal Kılıç, sığınakta geçen 12 günün ardından, “ Ya öleceğiz, ya da kurtulacağız” diyerek eşi ve 2 çocuğunun yanı sıra kayınvalidesi, baldızı ve 2 çocuğunu alarak yola çıkışının ve Türkiye’ye ulaşmasının hikâyesini anlattı.
KORKUNÇ MANZARALAR
Uzun yıllardan bu yana Ukrayna’da Kiev’de bulunan Bochka’da yaşadığını söyleyen Celal Kılıç, “Ukrayna’da bir elekrik firmasında muhasebeci olarak çalışıyordum. Yaşanan gerilime rağmen Rusya’nın böyle bir şey yapacağını beklemiyorduk. Bir anda savaş başladı. Ben eşim Tatyana ve 10 yaşındaki oğlum Timur ile 2 buçuk yaşındaki oğlum Emir le evimizin altında bulunan sığınakta yaşamaya başladık. Bulunduğumuz bölge savaşın başladığı günden bu yana çatışmaların y en sıcak olarak yaşandığı bir noktaydı. Dışarı çıkamıyorduk. Elektrikler gidince ısınamamaya da başladık. Her şeyin kötü gittiğini görünce, riski almamız gerektiğine karar verdim. Ya kalıp sığınakta ölecektik. Yâda kaçmaya çalışacaktık. Kayınpederim gelmek istemedi. Baldızımın eşi de genç olduğundan ülkeden çıkmadı. Ben eşim ve çocuklarım ile kayınvalidem ve baldızım ile çocuklarını alarak yola çıktık. Rusların kontrolünde bulunan nokta ile Ukrayna askerilerinin bulunduğu güvenli bölge arasında 3 KM vardı. Ancak, savaş nedeniyle yollarda patlatılan tanklar bulunuyordu ve çukurlar vardı. Tek çare yürüyerek gitmekti. Buda oldukça tehlikeli bir yolculuk olacaktı. Çünkü Ruslar ayrım yapmaksızın herkese ateş açıyordu. Evden tek bir çöp bile almadık. Sadece evraklarımızı alıp bir sırt çantasına koyarak ellerimiz havada yola çıktık. Oğlum çok korkuyordu. Baba sığınaktan çıkmayalım diyordu. Ancak mecburduk. 12 gün sonra dışarıya çıktık korkunç manzaralar arasında şansımızda yaver gidince Ukraynalı askerlerin bulunduğu noktaya ulaştık”
PSİKOLOJİMİZ BERBAT OLSADA KURTULDUK
Hemen bizi güvenli bölgeye ulaştırdılar. Ardından telefonlarımızı açabildik. Bana konsolosluktan gelen mesajları gördüm. Hemen irtibata geçtim. Devletimizin yetkilileri hızlı bir iletişim kurdu. Bakan yardımcımız aradı. Türkler için bir trende ayrılan vagona ulaştık. İhtiyaçlarımız karşılandı. Sonra saatler süren bir tren yolculuğu sonrası Lviv’e ulaştık. Orada her şey normaldi henüz çatışma yoktu. Bir gün dinlendik. Ama sonrasında orada da çatışma başlayınca hemen bizler için ayarlanan otobüse binerek uzun bir yolculuk sonrasında geçtiğimiz Pazar günü Türkiye’ye ulaştık. Psikolojimiz berbat olsa da kurtulduk. Şimdi 8 kişi Kocaeli Körfez İlçesine oturan akrabamızın evine sığındık. Daha fazla kayıplar verilmeden bu savaşın sona ermesini ve evlerimize yaşantılarımıza geri dönmeyi bekliyoruz. Tabii geride hala bir evimiz kaldıysa”
ÇOCUKLARINA ‘BAYRAKTAR’ İSMİNİ VERİYORLAR
Ukrayna’da ki savaşı anlatan Kılıç, “ Ukrayna müthiş bir direniş gösterdi. Bunda en büyük etken ise Türkiye’den satın aldıkları Sihalar oldu. Rus tankları ve arazi araçlarını durduran bizden aldıkları Sihalar oldu. Bakın abartmıyorum. Sırf bayraktar isimli bu sihalar sayesinde kazanmış oldukları başarı nedeniyle, yeni doğan çocuklarına Bayraktar ismini verenler gördüm. Türkiye’yi bu nedenle sevdikleri gibi, sürecin en başından bu yana uyguladığı yapıcı politika ve sağladıkları insani yardımlar nedeniyle de çok seviyorlar. Çok şükür aileme ve bana emanet edilen akrabalarıma bir şey olmadan buraya kadar geldik. Şimdi biraz dinleneceğiz. Kafamızı toparlayacağız. Savaşın kısa sürede bitmesini bekliyoruz. Bu savaş her iki ülkeye ve insanlarına zarar veren bir savaş oldu. Dileriz en kısa sürede biter” dedi.
Haber. Abbas ÇAKAR