Her zaman ki gibi salı günü de güne erken saatte başladım.
Sokaklar her zamankinden daha sakin daha sessizdi.
Sabah saat 06:00’da Kızılay Caddesi üzerinde Kent Meydanına doğru yürüyerek gittim.
Cuma pazarının bulunduğu Şehit Numan Dede Caddesine inmek istedim.
1 Mayıs kutlaması nedeniyle cuma pazarının bulunduğu güzargaha iniş-çıkış yolları tamamen kapatılmıştı.
Kızılay caddesi üzerinden Cumhuriyet Meydanı’nın bulunduğu yolu takip ettim, İstanbul Caddesi üzerinden yola devam ettim.
Birleşik Metal-İş Sendikası önünde sabah 06:00’da metal işçileri toplanıyordu.
1 Mayıs’ı Birleşik Metal-İş Sendikası İstanbul Taksim’de kutlamak için hazırlık yapıyordu.
Birleşik Metal-İş Gebze Şube Başkanı Necmettin Aydın ile sendika balkonundan selamlaştık.
Daha sonra yürüyüşümü tamamlayarak eve geldim, kahvaltımı yaptıktan kısa bir süre sonra 1 Mayıs yürüyüşünün bulunduğu trafo meydanına doğru yola çıktım.
Güvenlik koridorunu geçerek alana girdim.
Yürüyüş kolunun başında Petrol - İş Sendikası geniş bir katılımla yer aldı.
Arkasından Türk-İş’e bağlı sendikalar Tek Gıda-İş, Tez Koop-İş, Hak İş’e bağlı Çelik-İş Sendikası onları takip etti.
Kesk’e bağlı Eğitim-Sen ve Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş birbirlerini takip etti.
TMMOB’a bağlı Makine Mühendisleri Odası geniş bir katılımla miting de yerlerini aldı.
Onları CHP, ÖDP, HDP,EMEP ve demokratik kitle örgütleri, Basın-İş Sendikası takip etti.
Gebze Kent meydanına ilk giren Petrol-İş sendikası oldu.
Yürüyüş süresince tüm sendika ve sivil toplum temsilcilerinin taşımış oldukları pankart ve dövizlerde ağırlıkta Ohal’in kaldırılması yönünde talepler yer aldı.
Sendikalar her 1 Mayıs’ta iş barışı, iş güvenliği konularını sıkça dile getirir.
Ancak ne iş barışında ne de iş güvenliği konusunda şu ana kadar önemli bir yol kat edildiği söylenemez.
Siyasi iktidarlar toplumun haklı taleplerini yasaklayarak bir yere varamayacaklarını bir kez daha görmüş oldu.
1 Mayıs emek ve dayanışma günü bir başka yönüyle 24 Haziran’da yapılacak genel seçimlerde muhalefetin alanlarda oluşturduğu ittifakın, iktidara yapılan tepkilerle dile getirilmiş oldu.
Yasaklar ve baskılar toplumda hiç bir şey değiştirmediği gibi insanların devlete karşı olan güvenini de önemli ölçüde sarsmış oluyor.
Umarım siyasi iktidar toplumun bu memnuniyetsizliği konusunda ders çıkartır.