1 Mayıs çağrısı ! (3)

 

 

DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin ortak 1 Mayıs çağrısını önemsemek dolayısıyla başladığım bu yazı dizisini bugün sonlandırıyorum.

O bildirinin son bölümü etkileyici. İşte o satırlar…

‘’Bir ülke düşünün ki, tacize, tecavüze, çocuk istismarına hayır diyenler düşman !

Bir ülke düşünün ki iktidar gibi düşünmeyen, iktidara biat etmeyen tüm emek ve meslek örgütleri düşman !

Nüfusunun büyük bir çoğunluğu düşman veya potansiyel düşman ilan edilen, adalet sarayları büyürken hukukun ayaklar altına alındığı, ekmeğimiz küçülürken hapishanelerin büyüdüğü bir ülkede demokrasi için 1 Mayıs’ta alanlardayız!

1 MAYIS BİRLİK DEMEKTİR, DAYANIŞMA DEMEKTİR, MÜCADELE DEMEKTİR!

1 Mayıs bizim için BİRLİK demektir. Emek ve meslek örgütleri olarak, geçmişte olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs’ta kol kola omuz omuza olmamız gerektiğini ifade ediyoruz.

1 Mayıs bizim için DAYANIŞMA demektir. Emeğin ortak sorunları ve talepleri etrafında 1 Mayıs meydanlarında buluşacağımızı ilan ediyor, tüm emek ve demokrasi güçlerini de bu dayanışmaya güç vermeye çağırıyoruz.

1 Mayıs bizim için MÜCADELE demektir. 1 Mayıs’ın tarihi dünyanın dört bir yanında ve ülkemizde işçi sınıfının ekmek ve hürriyet kavgasıyla yazılmıştır. 19. yüzyılda ayağa kalkan Amerikalı işçilerden, 1977’de Taksim’de yitirdiğimiz kardeşlerimize kadar 1 Mayıs’ın tarihi bir mücadele tarihidir. Biz dört örgüt olarak bu tarihi alanlarda yaşattık ve yaşatmaya da devam edeceğiz.

1 Mayıs 2016 kutlamaları kapsamında başta İstanbul Taksim olmak üzere, Türkiye’nin dört bir yanında alanlarda olacağımızı ilan ediyoruz.

Hepinizin bildiği gibi Taksim 1 Mayıs alanı konusunda uluslararası mahkemelerin kararlarını hükümet Anayasa’yı ihlal ederek tanımıyor ve 3 yıldır işçilere ve İstanbul halkına 1 Mayıs gününü zehir ediyor.

Ancak, hükümetin ulusal ve uluslararası mahkeme kararlarını tanımadığı 2013-2014 ve 2015 1 Mayısları için de Taksim meydanında 1 Mayıs kutlamanın ve çağrı yapmanın suç olmadığına karar verildi.

Yasaklama için hiçbir hukuki gerekçesi olmayan hükümetten ve idareden beklentimiz, 1 Mayıs’ın coşkuyla kutlanabilmesi için Taksim meydanını hazırlamasıdır.

Bu konuda girişimler önümüzdeki günlerde yapılacaktır. Yine önümüzdeki günlerde 1 Mayıs’ın Birlik-Mücadele ve Dayanışma ruhuna inanan dost kurumlarla ve siyasi partilerle bir araya gelinecek bu süreç beraber ortak akılla, ortak emekle örgütlenecektir.

Türkiye’nin ihtiyacı 1 Mayıs’ın Birlik-Mücadele ve Dayanışma ruhudur!

Herkesi bu birliğe, mücadeleye ve dayanışmaya güç vermeye çağırıyoruz.

Yaşasın İşçilerin Birliği, yaşasın halkların kardeşliği, yaşasın birlik-mücadele ve  dayanışma, yaşasın 1 Mayıs.’’

Taksim olmadı, yine yasaklandığı için, bu dörtlü yapı Bakırköy için çağrı yaptı. Alan fetişizmi yapacak değilim. Ama, tarihsel açıdan bakıldığında, hesabı sorulmamış bir katliam var, o katliamın sanıkları henüz adalete bile teslim edilememiş. Hal böyleyken o alandan vazgeçmek, o katliamı belki de meşrulaştırır.

Yarın 1 Mayıs, alanlarda buluşmak zamanı…