PAKETTEN PAKETE!..
Türkiye uzun zamandır üç kuşak çatışmasının içerisinde boğuşuyor.
Yaşananlar, politik çatışmalar, eğitim dönüşümleri, yaşam tarzına yönelik müdahaleler, karşı tepkiler, gezi olayları, iktidarın sert karşılığı, hukuksal şiddet, polis baskısı; hep bu kültür çatışmalarının bir sonucudur.
Birinci kültür, Osmanlı döneminden gelen “Sultanın kölesi, Allah’ın kulu” olmayı buyuran teokratik imparatorluk kültürüdür.
Bu kültür zaman içerisinde değişip, günün koşullarına uyarak toplumun bilinç altına yerleşmiş bir kültürdür.
Her zorluğu tanrısal sınav sayan, bu sıkıntılara karşı çıkmayı günah kabul eden, itiraz etmeyi dine aykırı kabul eden politikanın yaslandığı temeldir.
İkinci kültür, 1923’ten beri Mustafa Kemal liderliğinde “insan iradesinin egemenliğine dayalı aydınlanma kültürüdür.
Batı uygarlığının öncülük ettiği bu kültür toplumu değiştirmeyi amaçlamış, ancak Atatürk’ün ölümü sonrası duraksamış, çok partili sistemle birlikte gerilemeye başlamıştır.
Üçüncü dönem ise, küreselleşen dünyada kapitalist sistemin yeni versiyonu “piyasa değerlerine sahip küresel kapitalist kültür”dür.
Bu kültür insanı ve onun değerlerini para ve mal değeri olarak yeniden tanımlamış, insan ise tüketim aracı olarak görülmüştür.
Ülkemizde ise bu üç kültür bir arada yaşamakta zorlanıyor.
Kimi zaman uzlaşı sağlanmış, çoğu kez çatışarak toplumda çalkantılara neden olmuş.
Bu üç kültür bilinç altında yaratmış olduğu korkular, bugünkü paketten pakete koşulmasına zemin hazırlamıştır.
Her paket toplumda yeni sarsılmayı beraberinde getiriyor.
Ancak hiç bir kesime açıklanan paketten ekonomik rahatlama gelmemiş.
30 yıldır giyim kuşamla, kılık kıyafetle bir toplum dizayn ediliyor.
Bu iktidar ya karanlıktan korkuyor, ya da bizi karanlıkla tehdit ediyor!...
Demokratik özgürlük talepleri bir başka bahara ertelenmiş görünüyor.
Emekliye, yoksula, çalışana, memura, esnafa pakette yer yok!..
Bu paket, ancak seçime yönelik ortaya atılmış girişimdir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.