Oktay ; Yıllar sonra hesabını soruyorlar

Unutmuyorlar bu kadar yıl sonra hesabını soruyorlar

Eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay'ın da aralarında bulunduğu 11 sanığın, "Ergenekon sanıklarını tahliye etme amacıyla yargıyı etkileme" iddiasıyla yargılandığı dava dün karara bağlandı. İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi, dünkü duruşmada tüm sanıkların beraatine karar verdi.

Seyfi Oktay dünkü beraat kararını ve dava sürecini Odatv’ye değerlendirdi. Gülen Cemaati’nin kumpasına dikkat çeken Seyfi Oktay, “Gerçekliği olmayan bir kurgulamadan ibaret, hedef haline getirmek ve geçmişte demokratik hukuk devleti, laik sistem için çalışan insanları devre dışı bırakmayı amaçlayan bir hareket bu. Her hangi bir suç teşkil etmeyen bu olay kurgudan ibaret.” dedi.

Eski Adalet Bakanı Oktay, soruşturma sürecinin nasıl başladığını ve Ergenekon davasının hukuk ayağı olarak dava sürecine nasıl eklendiğini şöyle anlattı: “Düşünün ki 3 buçuk yıl bire bir takip ediliyorum. Telefonlarım dinleniyor. Bir şey bulunamayınca, Keçiören’deki, Angora’da ev ve yazıhanem/bürom, Didim’deki yazlık evim, Malatya’daki babadan kalma ev aynı gün yüzlerce polis baskısıyla sanki bir suç varmış gibi aranıyor. Yine bir şey bulunamıyor. 20 saat süreyle sorgulamaya alınıyorum. Ondan sonra 8 ay geçiyor. Ben evde bir arama yaptırıyorum ve evde böcek çıkıyor. O böcek aracılığıyla 3 bin sayfa konuşma tutuyorlar. Yine bir şey yok. Bu kez aradan 2 yıl geçtikten sonra Ergenekon’un yargı ayağı olarak dava açılıyor. O günde bu güne devam ediyor. Böyle bir süreci yaşadık.”

NEDEN HEDEF HALİNE GELDİ

Seyfi Oktay Gülen Cemaati’nin kendisini hedef haline getirmesinin arka planında Adalet Bakanı ve öncesindeki çalışmaları olduğunu ifade ederek, o süreci şu ifadelerle anlattı:

“1984 yılında gruba verdiğim 35 sayfalık önerge ile, Türkiye’de demokratik laik hukuk devleti karşıtı, şer-i sisteme dayalı, onu amaçlayan hareketin Türkiye’de büyük boyutlara ulaştığını gruba getirmiştim. 1986-87 yılında yine bunu meclise getirmiştim. Milletvekili ve Meclis Başkanlığı Hukuk Danışmanı olarak grupta çalışıyordum. Bu arada 73 dava açtım. Her dava demokratik hukuk devletini devre dışı bırakmaya çalışan düzenlemelerdi. Bunların 73’ünü de kazandık. Adalet Bakanlığı döneminde 30 kanun 4 bin maddeden oluşan demokratik dönüşüm projesini hazırladım. Bakanlar kuruluna sundum. Üniversitelere incelettiler. Meclis’e sevk edildi. Komisyonlardan geçirdim. Meclis bu projedeki 8 maddeyi yasalaştırdı. Daha sonra milletvekili olarak kabul edilmeyen tasarı maddelerini tekrar getirdik. Ayrıca 3 bin hakim-savcı, 17-18 bin civarı personel almıştım. Burada biz Cumhuriyet’e karşı olan unsurların bakanlığa girmemesi konusunda çok titiz davrandık. O zaman daha çok hedef haline geldik. Tabi ki cumhuriyet karşıtı hareketler karşısında hedef olduk. Bizi devre dışı bırakmak ve bir bakıma da öç almak ve de siyasette devre dışı bırakmaya yönelik karşı çabalardır bunlar. Bu operasyonun arka sürecinde de o tarihi süreç var. Onlar unutmuyorlar. Bu kadar yıl sonra bunun hesabını da soruyorlar.”

“YARGIMIZ ŞU ANDAKİ YAPISIYLA CUMHURİYETİMİZİN GÜVENCESİ OLMAYA DEVAM EDECEKTİR”

Seyfi Oktay açıklamalarının devamında Gülen Cemaati’ne yönelik bugün süren operasyonlara ilişkinde değerlendirmeler de bulundu. Oktay’ın ifadeleri şöyle:

“Demokratik hukuk devleti, laik sistem karşıtı birçok emperyalist güçlerden destek alarak sistemi değiştirme amacı taşıyor. Bunun amacı çok net ortaya çıktı. FETÖ hareketinin çalışma alanı, dünya çapında. Kapsamlı planlı projeli ve sistemi dönüştürmeye yönelik bir hareket bu. Emperyalist güçlerde buna yardımcı oldular ve olay bu günlere kadar geldi. Ve bugün gerçek ortaya çıktı. Yargımız bu olaylar karşısında hedef haline geldi. Ama ben yargıdan hiç ümidimi kesmedim. Tüm bunlara rağmen yargımız şu andaki yapısıyla Cumhuriyetimiz, hukuk devletimizin güvencesi olmaya devam edecektir. Bilimsel ve akılcı çabayla yargımızı esenliğe çıkarmamız gerektiğini düşünüyorum.”

"KAYNAK : ODATV"