Kanser tanısında zaman kaybına son

Kanser tanısında zaman kaybına son

Kanser tanısının konulmasında ve tedavi planlamasında önemli bir adım olan biyopsi sürecinde zaman zaman alınan örnekteki yetersiz hücre nedeniyle tekrar biyopsiye ihtiyaç duyulabiliyor.

“Hasta Başı Yeterlilik Değerlendirmesi” ile hastaların bu süreci tekrar yaşamalarına, yeniden biyopsi yaptırmalarına gerek kalmadığını paylaşan Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Patoloji Uzmanı Prof. Dr. Zafer Küçükodacı, “Tiroit nodüllerinde, akciğer kanserlerinde, meme kanseri hastalarında, pankreas ve safra yollarında tanı koymak için yapılan biyopsilerde hasta başı yeterlilik değerlendirmesine başvurulabiliyor. Bu, tanı sürecinde zaman kaybını ortadan kaldıran bir yöntem. Böylece hastaların biyopsi sonucunu beklerken yaşadıkları stres de azalmış oluyor” dedi.
Hasta başı yeterlilik değerlendirmesinin kanser şüphesi olan durumlarda, hastadan ince iğne aspirasyon biyopsisi ile alınan örneğin, işlem esnasında patolog tarafından değerlendirilmesi ve tanı için yeterli hücre alındığına karar verilmesi işlemi olduğunu anlatan Prof. Dr. Zafer Küçükodacı, “Bu değerlendirme işlemi ise 5 dakika gibi kısa bir süre içinde gerçekleştiriliyor. Alınan örneğin yetersiz olduğu durumlarda yeterli örnek elde edilene kadar işlem tekrarlanıyor. Bu durumda da süre bir miktar daha uzayabilse de biyopsinin tekrarlanmasına ihtiyaç kalmıyor” diye konuştu.

HASTA BAŞI YETERLİLİK DEĞERLENDİRMESİNİN 4 ÖNEMİ
Hasta başı yeterlilik değerlendirmesinin özellikle hasta yararına odaklanan 4 avantajıyla öne çıktığını vurgulayan Patoloji Uzmanı Prof. Dr. Zafer Küçükodacı, “Yöntem ilk olarak biyopsi işleminde patolojik tanı için yeterli miktarda örnek alınmasını sağlıyor. İkincisi, hastanın tekrar biyopsi yaptırmasını ve aynı süreçleri yeniden yaşamasını önlüyor. Üçüncüsü kesin tanı için olası zaman kayıplarının önüne geçerek erken tanıyı kolaylaştırıyor. Çünkü bu durum özellikle kanser hastalarında tedavinin erken başlaması açısından önem taşıyor. Dördüncüsü de bu uygulama, hasta özelinde en doğru tedavinin belirlenmesine katkı sunuyor. Yeterli miktarda örnek tümör tanısı ve tipi dışında, tümörün moleküler özelliklerine yönelik testlerin de yapılması ile tedavinin şekillenmesine yardımcı oluyor” dedi.

BİYOPSİ TEKRARI OLASILIĞI NEREDEYSE “0”
İnce iğne aspirasyon biyopsilerinde, hasta başı yeterlilik değerlendirmesi yapılmadığında merkezden merkeze değişiklik göstermekle birlikte, yüzde 15-20’lere varabilen oranlarda yetersiz hücre miktarı nedeniyle tanı konamadığını ve biyopsi işleminin tekrar yapılması ihtiyacı doğduğunu hatırlatan Prof. Dr. Zafer Küçükodacı, “Değerlendirme yapıldığında ise biyopsinin tekrar yapılma olasılığı yüzde 1’in altına kadar düşüyor” bilgisini verdi.

PATOLOJİ UZMANI DA BİYOPSİ İŞLEMİNE KATILIYOR
Hasta başı yeterlilik değerlendirmesinin biyopsi işlemi sırasında yapıldığının ve istisnai durumlar dışında sadece 5-10 dakika gibi çok kısa bir sürede tamamlandığının altını çizen Prof. Dr. Zafer Küçükodacı, “Bu süreç biyopsi işlemini yapan doktora, patoloji uzmanının da mikroskop ve boyama seti ekipmanlarıyla eşlik etmesiyle gerçekleştiriliyor. Biyopsi işlemi esnasında hastadan alınan sıvı materyal, hızlı bir boyama işleminden geçiriliyor ve patolog tarafından yapılan mikroskobik değerlendirme ile tanı için yeterli olup olmadığına karar veriliyor. Sonuç olarak yeterli hücre miktarına ulaşana kadar biyopsi işlemine devam ediliyor ve uygun miktarda örnek alınması sağlanıyor. Böylece işlem bir kerede bitiriliyor, hastanın yeniden benzer bir süreç yaşamadan tek seferde tanı alması sağlanıyor” şeklinde konuştu.


Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.