KAMU EMEKÇİLERİ KAPİTALİZME KARŞI MÜCADELE ETMELİ
2,5 milyonu kamu emekçisi, 2 milyonu emekli olmak üzere yaklaşık 5 milyon, aileleri de kattığımızda en az 20 milyonu yakından ilgilendiren ve 2016-2017 yıllarını kapsayan toplu sözleşe görüşmeleri 3 Ağustos’ta başlamış ve 22 Ağustos’ta emekçiler açısından hüsranla sonuçlanmıştır.
AKP Hükümeti ve Memur-Sen tarafından imzalanan sözleşme ile 2016 için yüzde 6+5, 2017 için yüzde 3+4 zam yapılmıştır. Kamu emekçileri açısından yaşadıklarımıza bakarsak; 2014 yılındaki ekonomik kaybımız yüzde on iki’yi bulmuştur. Ocak 2015’ten bu yana TL’deki değer kaybı yüzde yirmiyi aşmıştır. Sürekli artan enflasyon, yükselen döviz kuru nedeniyle yaşanan devalüasyon ve vergi dilimi uygulaması da hesaba katıldığında, yaşanacak gerçek ekonomik kaybın durumu ortaya çıkar.
Uygulanan ekonomik politikalarla kamu yatırımlarının azaltılması sermayenin yağma ve talanının tüm hızı ile sürmesi, sağlık, eğitim ve sosyal güvenliğin adım adım tavsiye edilmesi, iç ve dış borçların katlanarak artması, borç faizi ödemelerinin arttığı, vergi adaletsizliği ve gelir dağılımının bozulması, toplumsal emek anlamında bölüşüm politikalarının sermayenin çıkarları doğrultusunda olduğu görülüyor. Bu güne kadar uygulanan serbest piyasacı, muhafazakâr ve savaş yanlısı politikalar Türkiye’de ekonomik, toplumsal ve politik anlamda bir krize neden olmuştur. Özellikle son yapılan zamlar ki, devam edeceği görülüyor. Bu politikalar, kutuplaşma ve öfkeyi arttırmaktan başka bir işe yaramayacaktır.
Burada hükümet hedef şaşırtarak toplumsal alanda örgütlü, kendine bağlı güçleri de kullanarak etnik ve mezhepsel bölünmelere doğru mücadeleyi yıkmak isteyecektir. Hâlbuki mesele uygulanan sermaye yanlısı politikalardan dolayı halkın işsizleşmesi, fakirleşmesi, onursuzlaşması ve bunlara bağlı olarak isyanı olacaktır. Örgütlü kamu emekçileri; kamu alanında çalışan işçilerin, işsizlik, açlık, savaş, yabancılaşma, toplumsal cinnet ve kadın cinayetlerinin vb tamimiyle kapitalizmden kaynaklandığını görmeleri için uğraşmalı ve geniş kitlelere anlatmalıdır. Bu doğrultuda kamu emekçilerinin yaşadığı sorunların kapitalizmden ve onun yarattığı dünyadan kaynaklandığını anladıkları an ki… işte o zaman dünya yerinden oynar.