Kamu emekçileri iş bıraktı
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) hükümet ve yetkili sendika arasında süren TİS görüşmelerinde uyumsuzluk çıkması sonrası Türkiye genelinde 1 günlük iş bırakma eylemi gerçekleştirdi.
İş bırakma eylemi ve kamu çalışanlarının maaş artışı ile ilgili anlaşmazlığa ilişkin Sabri Yalım Parkı’nda bir açıklama gerçekleştiren KESK’e HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu ve KESK’e bağlı sendikaların üyeleri de destek verdi. KESK adına açıklamayı okuyan Eğitim Sen Yönetim Kurulu üyesi Suphi Yıldırım açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Söz konusu teklifte sadece maaş artışı rakamlarına yer verilmiştir.
TEK CÜMLE EDİLMEDİ
Kamu emekçilerinin hem genelde hem de hizmet kolları bağlamında yaşadıgı yüzlerce soruna ilişkin tek cümle dahi edilmemiştir. Altışar aylık dilimlere bölünerek sunulan maaş artışı teklifinde ise, 2020 yılını ilk altı ayı için %3,5 ikinci altı ayı için %3, 2021 yılının ilk altı ayı için % 3, ikinci altı ayı için % 2,5 maaş zammı teklif edilmiştir. Yani, o günde vurguladığımız üzere beş milyonu aşkın kamu emekçisi ve emeklisi ile açıkça alay edilmiştir.
KULAK TIKADILAR
Kamu işvereni olan hükümet 20 günlük süreçte beş milyonu aşkın kamu emekçisinin ve emeklisinin insanca yaşamaya yetecek bir ücret, güvenceli iş güvenli gelecek taleplerine kulaklarını tıkamıştır. En yalın şekilde ifade ettiğimiz taleplerimizi anlamazdan gelmiştir. Bu anlayıp da anlamamazlıktan gelme hali,’ bir emek ile sermaye arasında, alın teri ile rantarasında, üretenler ile istihdam yaratmadan halkın, emekçiler olarak bizim cebimizden aktarılan teşviklerle, vergi afları, vergi indirimleri ile yaşayan asalaklar arasında yapılan bir tercihtir.
DÖRTTE BİRİ
Ödediğimiz vergilerle patronlara, yandaş müteahhitlere, bir avuç mutlu azınlığa kıyak üstüne kıyak yapmakta sınır tanımayanlar bize gelince yine “kaynak yok, bütçe imkanlarımız kısıtlı’ demiştir. Biz KESK olarak kendi adımıza 5 milyon kamu emekçisinin ve emeklimizin yaşadığı sorunları, aileleri ile birlikte yaklaşık 20 milyonluk bir kitlenin yani Türkiye nüfusunun dörtte birinin beklentilerini bu süreçte anlattığımıza inanıyoruz, yaşadığımız sorunların sadece insanca yaşamaya yetecek bir maaş sorunundan ibaret olmadığının altını çiziyoruz. Masada da sürekli olarak bu durumu vurgulamaya devam ettik.
MASAYA TAŞIDIK
Sözleşmelilerin kadroya geçirilmesi, ek ödemelerin emekliliğe yansıtılması, gelir vergisi ve ek gösterge adaletsizliğine son verilmesi bir yıl önceki seçimlerde verilen 3.600 ek gösterge sözünün gereğinin yerine getirilmesi, maaşların insanca yaşamaya yetecek bir seviyeye çekilmesi başta olmak üzere kamu emekçilerinin temel taleplerini masaya taşıdık. 4/B statüsüne geçirilen 4/C’lilerin özellikle ek ödeme adaletsizligi konusu başta olmak üzere yaşadığı sorunların devam ettiğini, “4/B’li 4/C’liler” gibi ara bir statü oluşturulduğunu ifade ettik. 'Yok, öyle değil’ diyen olmadı.
İŞ YÜKÜ FAZLA
17 yılda Türkiye’nin nüfusunun 66 milyondan 82 milyona çıktığı göz ardı edip 'Kamu personel sayımız şu kadar arttı, öğretmen sayımız, hemşire sayımız. doktor sayımız şu kadar arttı gibi söylemlere Türkiye’de kamu emekçilerinin diğer ülkelerdeki emsallerine göre iş yükünün daha fazla olduğu gerçeğini hatırlattık. Hükümet kanadı tarafından sunulan neredeyse tüm rakamların abartılı olduğunu, örneğin en düşük kamu emekçisi maaşının hali hazırda 3.700 TL değil, 3.055 TL olduğunu ifade ettik.
ORTAK MÜCADELE
21 Ağustos itibari ile Kamu görevlileri Hakem Kurulu süreci başlamıştır. On bir üyesinin 7’si Cumhurbaşkanı tarafından atanan, konfederasyonların önerdiği üç akademisyenden içinden birisi bile Cumhurbaşkanınca belirlenen söz konusu kuruldan adil kararlar çıkması imkansızdır. Bu karanlık tabloda tek çıkış yolu yetkinin asıl sahiplerinin kamu emekçilerinin ve emekleri için bir araya gelmesi hak verilmez mücadele ile alınır ilkesi ile ortak mücadeleyi yükseltmesinden geçmektedir.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.