İŞTE BEN
Hayat bir savaş alanı gibidir. Hayatın bu savaşı hiç bitmez. Savaşmayı bilemeyenleri yakar yıkar yok eder. Ya yok olup gideceksiniz yada onun yöntemleriyle savaşmayı öğreneceksiniz. Üçüncü bir yol yoktur. Okumak okuyarak öğrenmek en iyisi yöntemlerden biridir. Felsefe okudum epey bir zamandır da psikoloji okuyorum. Sosyoloji de okumak gerekiyor. Bütün amacım hayatla mücadele edebilmek ve her şeyin gelip düğümlendiği insanı anlamak bu konu dahil. Ne fikirleri ve tecrübeleri olan yazarlar var. Dostoyevski, Tolstoy, Gofol, Puşkın Nietsce Freud ve Sh gibi yazarların eserlerinin çoğunu da okudum. Hayatın sırlarını gizemlerini öğrenmek isteyenler bu üstatları okumak lazım.
Tüm ezilen sömürenlerin çocukları gibi benim hayatımda acılar yoksunluklarla geçti ve geçiyor. Ailem okuyup büyük adam olup onları yoksulluktan kurtarmanın düşünü kurdu hep. Büyük adam olamadım ama insan olmayı başarabildim. Sanıyorum hangi ise girdimse kovuldum ve sonunda toplumun dışına düştüm. Toplum kendisi gibi düşünmeyeni ayrıştırır. Türkiye’nin yönetim sistemi de zaten adaletsiz acımasız bir sistemdir. Bu sistemle baş edebilmek için ezilenlerin birlik olmaları gerekir. Bu durumun yolu yönetimi okumaktan geçer. Sistemi yönetenlerden çok daha zeki inançlı olmaları gerekir.
Bu yaşanmış bir öyküdür ilk okul öğretmenim bir gün babama senin bu çocuğun deli buna dikkat et. Bunun bütün davranışları bozuk. Sürekli soru soruyor, kavga çıkarıyor her şeyin altını üstüne getiriyor. Bunun yüzünden ders yapamıyoruz. O akşam babam annemle bana önce iyi bir fırça çekti sonra işe yaramayan küflü kokuşmuş bir kamyon geleneksel nasihat. Annemin suçu benim gibi bir deliyi doğurmasıydı. Gece annem babamı ineklerden birini satıp beni bir hocaya götürüp okutmaya ikna etmiş. İki ineğimiz üç koyunumuz vardı. Zaten babam satı ineği tam 15 köy dolaştık. Her köyün hocasından bir nüğsa yazdırdık. Böyle işte gerisi uzun bir hikayedir. Köyün öğretmeni ve babam sessiz sakin aklı duyguları alınmış edilgen bir köle istiyorlardı.
Geldik bugüne asi bir insanım önce ilkokul öğretmenimin sonra beni fabrikalarından kovanların ve en önemlisi de bu ülkeyi adaletsizlik içinde yönetenlerin yüzünden asi bir insan oldum. Cem Karaca’nın dediği gibi şarkısında arsız diye diye arsız ettiler. Nursuz diye diye nursuz ettiler. Aç koyunlar beni suçlu ettiler. Bunu için insanlara okuyun bilinçlenin. Cahillere bir şey sormayın onlara kanmayın. Cehalete karşı birleşin ve direnin çocuklarınız cahil doğmasın. Onları bu zalim sistem sömürmesin. Bizim idare sistemimiz anti demokratik bir sistemdir. Baskı üzerine kurulmuştur. Ben okuyarak bu sistemin karşısında dik durdum. Bunlara rağmen paşam demedim. Beni üç beş küçük şeyle kandıramadılar. Bu konu da ünlü rus yazarı Tolstoy’u örnek aldım. Onun tek başına faşist Çarlar rejimine verdiği mücadele çok saygı değerdir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.