İşçilerin kentini işçiler yönetmeli

İşçilerin kentini işçiler yönetmeli

24 Haziran seçimlerinde, Bu Düzen Değişmeli Platformu’ndan Kocaeli bağımsız Milletvekili adayı olan TKP Gebze İlçe Başkanı Mustafa Tozkoparan bu dönem partisinden Büyükşehir Belediyesi’ne aday

mustafa-tozkoparan-2.jpgmustafa-tozkoparan-3.jpg

** 30 yıllık TKP üyesi olan Mustafa Tozkoparan, “İşçi kenti burası. Ama kenti patronlar yönetiyor. Sosyalist bir ülkede yaşamak istiyorum bu yüzden de yıllardır mücadele ediyorum. İşçilerin kentini işçiler yönetmeli, ondan adayım” dedi

 

 

40 senelik işçilik hayatının son 30 yılını sosyalist bir ülke sevdasıyla ve mücadelesiyle geçiren TKP Gebze İlçe Başkanı Mustafa Tozkoparan, 24 Haziran seçimlerindeki milletvekili adaylığının ardından 31 Mart yerel seçimleri için de Büyükşehir Belediyesi’ne aday. Arada bir fark var. TKP, 24 Haziran seçimlerine alınmamış ve Bu Düzen Değişmeli Platformu zemininde bağımsız adaylar ile yarışmıştı. Yerel seçime ise kendi adıyla giriyor. Tozkoparan adaylık gerekçesini, “İşçi kenti burası. Ama kenti patronlar yönetiyor. Sosyalist bir ülkede yaşamak istiyorum bu yüzden de yıllardır mücadele ediyorum. İşçilerin kentini işçiler yönetmeli, ondan adayım” diye açıklarken diğer sorularımıza şu yanıtları verdi:

Türkiye Komünist Partisi seçimlere Türkiye’deki tüm illerde ve belirlediği bazı ilçelerde giriyor. Siz de partinizin Kocaeli adayısınız. TKP’de adaylık kriteri nasıl oluyor? Siz nasıl aday oldunuz?

Kocaeli Türkiye’nin en önemli sanayi merkezi. İşçi kenti burası. Ama kenti patronlar yönetiyor. Ben bir işçi olarak TKP’nin Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan adayıyım. 30 senedir TKP üyesiyim. Sosyalist bir ülkede yaşamak istiyorum bu yüzden de yıllardır mücadele ediyorum. Aday olmak için bundan daha iyi bir gerekçe olamaz. İşçilerin kentini işçiler yönetmeli, ondan adayım.

Bu seçim döneminde diğerlerinden farklı olarak partiler arasında ittifaklar, ara geçişler öne çıkmış görünüyor. Siz bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Normalde bir partiden aday olanlar o partiye üye ve onun gibi düşünen insanlar olur. Bu seçimlerde partiler karıştı veya hepsi tek partiye dönüştü. Ortada ilke yok, program yok. Her yol mubah. Bu seçmene de yansıdı. A partisinin üyesiyim ama B partisini destekliyorum fakat C partisine oy vereceğim! Böyle şey olur mu?

Ortada parti diye bir şey kalmadı. Artık çözümleri çareleri yok ve birbirlerine benzemeye başladılar. Bu nedenle ağız birliği yapmışçasına hepsi “aynı gemideyiz” diyor. Patron ağzı bu. Siyasi partiler de aynı şeyi söylüyor. Bu büyük bir yalan. Zenginle yoksul, inşaat işçisiyle müteahhit, işçiyle patron aynı gemide falan değil. Onlar sırça köşkteler. TKP seçimlerde ısrarla bu yalanla kavga ediyor.

Halk bu zırvalığa sırt çevirmek zorunda.

Bölgemiz ülkenin ileri gelen sanayi bölgelerinden biri. İş adamlar bu bölgeden yüksek vergi oranları ile bahsediyorlar. Diğer yandan sanayiye hayat veren halkın büyük kısmı işçi. Bir metal işçisi olarak sizin gördükleriniz nelerdir?

Patronlar ve patronları temsil eden siyasi partiler, Kocaeli ve çevresine bakınca rant görüyor, sömürü görüyor. Bu yüzden Kocaeli vergide birinci diyorlar. İyi de o vergi kimin emeği ile ortaya çıkıyor? Patronlar mı bu kadar çok çalışıp üretenler yoksa işçiler mi? Tabi ki işçiler! Ama işçinin adı hiçbir yerde yok. Şimdi kriz ortamındayız. 40 senelik işçiyim. Çok kar ederken fazladan para veren patron görmedim. Ama karları azalınca ilk yaptıkları işçiler kapının önüne koymak.

Adapazarı’ndan Tuzla’ya kadar sanayi havzası burası. Fabrikalarda en çok işçi ölümleri bu bölgede yaşanıyor. Sanayinin getirmiş olduğu kirliliğin tamamını biz çekiyoruz. Kanser vakalarında diğer ilçeler  neredeyse Dilovası’nı yakaladı. Taşeronlaşma her yerde, birkaç ay çalıştırıp çıkışı veriyorlar. Gençlerin çoğu işsiz evde, kahvede oturuyor. Biz bölgeye baktığımızda işte bunları görüyoruz.

Onlar bölgede kar, rant, talan görüyor, biz işçileri, işçilerin mücadele ederek kuracağı güzel bir ülkeyi görüyoruz. Aramızdaki temel fark bu.

Yerel yönetimlere seçilirseniz neler yapacaksınız?

Barınma hakkı, ulaşım hakkı, parasız eğitim ve parasız sağlık mümkün. Bunu göstereceğiz. Komünistlerin yerel yönetim anlayışı halkı yönetmek değil, halkla birlikte yönetmektir. İnsanlar söz sahibi olacak. Halk yaşadığı yer hakkında söz sahibi değil, fikrini soran yok. Bir çok insan tanıyorum,  elektrik, su,  ulaşım gibi başlıklarda yaşadığı sorunlara dair defalarca belediyeye gitmiş ancak muhatap bile bulamamış. Biz meclislerde dönen rantı ifşa edeceğiz, hesabını da halkla birlikte soracağız. Bu sadece Kocaeli’ye özgü bir anlayış değil TKP’nin adaylarının olduğu her yerde bunu söylüyoruz.

Ovacık deneyiminin de gösterdiği gibi halkı karar sürecine dahil eden, toplu taşımadan suya kadar belediye hizmetlerini ücretsiz veya yasalar engelliyorsa en cüzi miktarda halka ulaştırıp kasada açık vermeden hizmeti üretmek.

İşçilerin siyaset yapmalı dediğinizde “size mi düştü” diyen çok olur. Tahsilli insanlar, maddi güce sahip kişilerin yönetmesi daha makul değil mi?

Önce şu tahsilli insanlar konusuna açıklık getireyim. Tahsilli insanlar bu ülkenin halkına karşı sorumlu olan insanlardır. Üstelik onların da büyük çoğunluğu işçi. Onlar da herkes gibi benzer kaderi paylaşıyorlar, işsizlik, sömürü, baskı, uzun çalışma saatleri, borçlu bir yaşam. Bu nedenle işçi sınıfı çok geniş. Sorun burada değil.

Bugün işçiler ne kadar siyasetin dışına itilirse, işçiler ne kadar yaşamın dışında tutulursa sermaye sınıfı o kadar rahat hareket ediyor. Sorun burada. Biz siyaseti sermaye sınıfına bıraktığımız ölçüde zaten kaybettik. İşçiler ne zaman siyaseten ağırlık oluşturdularsa bu ülkede, kazanımlar o dönemlerde elde edildi. 60’larda 70’lerde bu bölgede işçi sınıfı daha örgütlüydü. Bugüne büyük kısmı kaybedildiyse de hala o zaman kazanılan haklardan faydalanıyoruz.

İşçi sınıfı örgütlü olacak ki güçlü olacak. İşçi sınıfının siyasete ağırlık koyması ancak partisiyle olur. TKP bu nedenle var.

Yukarıda açıklamalar partinizin duruşunu gayet iyi anlatıyor. Son sözünüz nedir? Büyükşehir Belediye Başkanlığında neden komünistlere oy vermeli?

Bu ülkede yaşamın her alanında komünistler olmalı. Üretim alanlarında da, muhtarlıklarda da, belediyelerde de komünistler olmalı. Çünkü bu düzenin çarkına çomak sokacak dünyada tek bir anlayış var buna da komünistler sahip çıkıyor.  Komünistlerin olmadığı yerlerde her türlü yozlaşma var. Rant var, hırsızlık var, aklınıza gelebilecek bütün kötülükler var. Komünistler bu ülkenin aydınlık yüzüdür. Komünistler bu ülkede insanlığın yüz akıdır. Öyle bir noktaya geldik ki artık ülkede kim nerede duruyor, ne düşünüyor belli değil. Farkları ortaya koyamadığımız ölçüde bu düzene kızarız, bu düzenin sağını solunu düzletmeye çalışırız yani bu düzenin içerisinde çözüm ararız. Düzenin içindeki her arayış kapitalistleri güçlendirir. Biz kendi programımızla, kendi ilkelerimizle, kendi bakış açımızla işçi sınıfının iktidarını kurmak için mücadele edeceğiz. Bizi bu güçlendirir ancak. Kocaeli’deki Belediye Başkanlığı seçimlerinde daha adil bir düzen kurulmasını isteyen, halkın umudu olabilecek tek parti Türkiye Komünist Partisidir.

 

 

BU RÖPORTAJDA AŞAĞIDAKİ SPOTLARI, RÖPORTAJIN İÇİNE TRAMLI, ÇERÇEVELİ MONTE EDELİM

 

 Zenginle yoksul, inşaat işçisiyle müteahhit, işçiyle patron aynı gemide falan değil. Onlar sırça köşkteler. TKP seçimlerde ısrarla bu yalanla kavga ediyor.

 

 Komünistlerin yerel yönetim anlayışı halkı yönetmek değil, halkla birlikte yönetmektir.

 

Biz siyaseti sermaye sınıfına bıraktığımız ölçüde zaten kaybettik. İşçiler ne zaman siyaseten ağırlık oluşturdularsa bu ülkede, kazanımlar o dönemlerde elde edildi.

 

 

                                  

Komünistler bu ülkenin aydınlık yüzüdür. Komünistler bu ülkede insanlığın yüz akıdır. Öyle bir noktaya geldik ki artık ülkede kim nerede duruyor, ne düşünüyor belli değil.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.