İşçileri bu şartlarda çalıştırmak vicdansızlıktır
Nakliyat-İş Sendikası Genel Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu, Gebze’deki basın açıklamasında Koronavirüs sürecinde işçilerin mevcut şartlarda çalıştırılmasının vicdansızlık olduğunu söyledi.
DİSK Nakliyat-İş Sendikası, Koronavirüs sürecinde emekçilerin çalışma koşullarını Gebze’de, 15 Temmuz Milli İrade Kent Meydanı’nda yaptığı basın açıklaması ile gündeme getirdi. Nakliyat-İş Sendikası Genel Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu, Gebze’deki basın açıklamasında Koronavirüs sürecinde işçilerin mevcut şartlarda çalıştırılmasının vicdansızlık olduğunu söyledi. “İşçilerin sağlığı patronların karından önemlidir, değerlidir” ana başlığı altında yapılan açıklamaya Petrol-İş Gebze, Birleşik Metal-İş Gebze 1 ve 2 No’lu şubelerin başkan ve yöneticilerinin de yer aldığı basın açıklaması sosyal mesafe göz edilerek, sınırlı sayıda kişinin katılımı ile gerçekleşti.
“Patronların kölesi olmayacağız, Patronlara değil işçilere destek, Direne direne kazanacağız, İşçiyiz haklıyız kazanacağız, Kahrolsun sarı sendikacılık, Kahrolsun emperyalizm yaşasın halkların kardeşliği” sloganlarının da atıldığı açıklama esnasında bir kadın vatandaş basın açıklamasına sözlü sataşmada bulundu ancak polis müdahalesi ile alandan uzaklaştırıldı. Nakliyat-İş Sendikası Genel Sekreteri ve Gebze Şube Başkanı Erdal Kopal sendika olarak Koronavirüs dönemindeki çalışma koşullarını gündeme taşımak için bu tür basın açıklamalarını düzenlediklerini kaydetti. Kopal’ın ardından Nakliyat-İş Sendikası Genel Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu söz aldı.
Ülkemizde ve dünya genelinde Coronavirüs salgını nedeniyle hayatını kaybedenleri saygı ve rahmetle andığını belirterek sözlerine başlayan Ali Rıza Küçükosmanoğlu özetle şunları kaydetti:
HAYATI EMEKÇİLER DEVAM ETTİRİYOR
“Bu salgın dolayısıyla alınması gereken önlemler, karantinalar, evde kal çağrıları yapılıyor ve insanlık en az kayıpla geride bırakmak için çaba içerisinde. Ancak bir gerçeklik var. Sokağa çıkma yasakları ilan ediliyor. Alınan anlamlar üç aşağı beş yukarı belli. Hayatı işçiler, emekçiler devam ettiriyor. Belediye, kargo, iletişim, güvenlik, ulaşım, enerjide çalışan emekçiler hayatın devamını sağlıyor. İşçiler ve emekçilerin hayatı yürüten olduğu gerçeği bir kez daha ortaya çıkıyor. Ancak bu gerçeklik yeterince karşılık bulmuyor. Bir taraftan evde kal çağrıları yapılıp sokağa çıkma yasakları getirilirken diğer taraftan işverenlerin aldığı izinle işçiler üst üste çalışmaya zorlanıyor.
İŞ KAZASI SAYILMALI…
Nisan ayında 103 emekçi, Koronavirüs vakasından yaşamını yitirdi. Yargıtay kararına göre iş yerinde kalp krizi geçirmek iş kazası sayılıyor. İş yerinde Koronavirüs’e yakalanıp hayatını kaybeden işçinin bu durumu da iş kazası sayılmalıdır. Sosyal Güvenlik Kurumu ise Koronavirüs’ten hayatını kaybeden işçinin durumunun iş kazası sayılmaması için genelge çıkarttı. İşçileri çalışmaya zorlayan sensin. İşçi bundan ötürü hayatını kaybediyor. Bu ne yaman çelişki, bu ne vicdansızlık.
TORBA YASA İLE GERİ ALINAN HAKLAR
Nisan ayında kısa çalışma ödeneğiyle ilgili torba yasa çıkartıldı. İşveren beyanı esas alınıyor ve kısa çalışma ödeneğine geçiliyor. Parası işçilerin cebinden, İşsizlik Fonu için kesilen paralardan çıkıyor. Bu süreç içinde işverenin cebinden para çıkmadığı gibi işçi ödüyor. Eskiden ücretsiz çalışma izni işçinin onayına bağlı idi. Şimdi torba yasa ile artık işveren işçinin de onayı olmadan, istediği gibi izne çıkartabilecek. Ücretsiz izinde işçiye verilecek 1168 TL de İşsizlik Fonu’ndan karşılanıyor.
TAMAMI PATRONLARI KORUMAYA YÖNELİK
200 milyar liralık ekonomik önlem paketi açıklandı. Bu önlemlerin tamamı işverenleri, patronları korumaya yönelik alınan önlemlerdir. Bir soru aklımıza geliyor: Patronlar milyarca lira kazanırken işçiye fazladan para ödediler mi? Yok. Koronavirüs’ün ortaya çıkma nedeni işçiler ve emekçiler mi? Hayır. İşçiyi açlığa, yoksulluğa mahkûm etmek vicdansızlıktır. Patronların çıkarlarını ön planda tutarak, işçileri yok pahasına kölelik şartlarında çalışmaya zorlamak vicdansızlıktır. Sokağa çıkma yasağında da, çalışmakta olan 20 yaş altına gerekli izin verilmektedir. Bu haksızlıktır.
ÇANAK TUTMAK SARI SENDİKACILIKTIR
Bu süreçte birkaç sendika hariç sendikalar ne yapıyor? Genel merkezlerini kapatan sendikalar var. Sendikalar sadece işçilerden aidat almak üzere kurulan, toplu sözleşme imzalayıp örgütlenme yapan oluşumlar değildir. Bu zorlu dönemde işçiler emekçiler ekmeğinden olurken, ücretsiz izne çıkartılırken, tüm bunlar yaşanırken sendikaların çoğu işçilere gereken sahiplenmeyi yapmamaktadır. İşçilerin hakkı ellerinden alınırken buna kim çanak tutuyorsa, bunun adı sarı sendikacılıktır.
İŞÇİLERİN SAĞLIĞI DAHA DEĞERLİDİR
Bizim çağrımız açık. İşçilerin sağlığı patronların, kapitalistlerin, parababalarının karından daha değerlidir. Ancak böyle bir yaklaşımla topluma, insanlığa olan görevimizi yerine getirmiş oluruz. Bu süreç bir gerçeği daha ortaya çıkarttı. İnsanlığa örnek olarak gösterilen kapitalizmin, emperyalizmin merkezi Amerika’da sistemin çöktüğünü ve en fazla ölümlerin Amerika’da olduğu gerçeğini ortaya çıkarttı. İnsanlığa ne kadar düşman olduğunu ortaya çıkarttı.
Bir kez daha; işçilerin sağlığı patronları, kapitalistlerin, parababalarının karından değerlidir yaklaşımı ile bulunduğumuz her alanda mücadele etmeye, örgütlü olduğumuz işyerlerinde işçileri sahiplenmeye sendika olarak devam edeceğiz. 600 günü aşkın süredir, bu pandemi şartlarında direnen işçi kardeşlerimiz var. Hepsine bu süreçte de sahip çıkmaya devam edeceğiz.
GEBZE OSB’DE İŞÇİ DÜŞMANLIĞI
Gebze OSB bir karar aldı. İşçilerden 30 TL kesilme karşılığı test yapılacak. Bu zor durumda bile istismar edip fırsatçılık yapmaya çalışanlar var. Bu vicdansızlıktır. Testin yapılmasıyla ilgili sorumluluk mevcut yasalara göre de işverendedir. Bu sorumluluğu yerine getirmeyen işverenlerin bu yaptığı, işçilere düşmanlıktır. Bu da kabul edilemez.
Bu süreçte gerek sarı sendikalara, gerekse patronların bu tutumlarına karşı mücadelemiz devam edecektir.” (Haber Merkezi)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.