HT Solar’da gözle sözle tacize taviz yok

* BMİS Gebze 1 No’lu Şube’nin tek kadın baş temsilcisi Gamze Fırat çalıştığı HT Solar’da otomasyona geçişle birlikte istihdamın azaldığını, buna karşın kadın istihdamının arttığını söyledi

** Otomasyona geçişte işten çıkmaların gönüllülük temelinde sorunsuz olduğunu belirten Gamze Fırat, “Ancak kadın çalışana gözle tacizde bulunanlar bizim şikâyetimiz, işveren onayı, sendika desteğiyle atıldı” dedi

Çalışma hayatında kadın istihdamı, özellikle ağır sanayi diye tanımlanan fabrikalarda zor veya düne kadar hayli zordu. Üretimde otomasyon sistemlerine geçiş istihdam göz önüne tutulduğunda sayıyı azaltırken kadın istihdamının oranını arttırdı.

Tuzla’da Serbest Bölge’de 2016 yılında yüzde 100 Çin Devleti’ne ait HT – SAAE’nin iştiraki olarak kurulan HT Solar’da da ilk kurulduğu yıllarda 630 olan çalışan sayısı, otomasyonun devreye girmeye başladığı süreçte 350’ye kadar geriledi.

BMİS GEBZE 1’İN TEK

KADIN BAŞTEMSİLCİSİ

DİSK BMİS Gebze 1 No’lu Şube’nin örgütlü olduğu HT Solar İşyeri Baştemsilcisi Gamze Fırat o süreçte işten çıkmaların birkaç istisna hariç gönüllülük temelinde olduğunu söyledi. Şubenin örgütlü olduğu işyerlerindeki tek kadın baş temsilci olan Fırat disiplin yoluyla işten çıkartmalarda ana etkenin gözle taciz olduğunu söyledi:

HER TÜRÜNÜN KARŞISINDAYIZ

“Fabrikamızda 350 çalışanın 108’i kadın. Kadın arkadaşların, bazı erkek mesai arkadaşları tarafından gözle ve sözle taciz edildiği şikâyetleri ile birlikte harekete geçildi. Şikâyetler ne yazık ki doğruydu.  Zaten sendikamızın üzerinde en çok durduğu mevzudur. Kadın erkek çalışanın olduğu yerde fiziksel, cinsel, sözel her türlü şiddetin ve tacizin karşısındayız. Üç kişi sözle, bir kişi gözle tacizden ötürü işten çıkartıldı. Gözle tacizde bulunanın, neredeyse taciz etmediği kalmamıştı.”

İŞVEREN HİÇ KARŞIMIZDA DURMADI

HT Solar’da da işverenin kadına yönelik tacizi hiç affetmediğini kaydeden Fırat, “Bu zamana kadar hiç karşımızda durmadı. ‘Siz bunu gördüyseniz ve buna şahitseniz kararı siz verin’ dedi. Bu konuda sendikamız da yanımızda. Yani şöyle söyleyeyim: Taciz illa fiziksel taciz olmak zorunda değil. Bir insan gözüyle dahi bir insanı taciz edebilir.

“DÖVECEĞİZ” DİYORLARDI

Biz benzer bir durumda 13 kadın işçinin imzasıyla bir erkek işçiyi sırf gözle tacizde bulunduğu gerekçesiyle işten çıkarttırdık. Ve yaşadığımız o tacizden erkek arkadaşlarımız da rahatsızdı. ‘Bir şey yapamadık. Yoksa biz adamı döveceğiz’ diyorlardı.

NEYİ NASIL SÖYLEDİĞİNİZE BAĞLI

Bu anlamda fabrikamızda şu korku hiçbir zaman olmamıştır: ‘Biz de erkeğiz bizi de işten çıkarttırır mısın?’ söylemi olmadı. Ben onlara bu gibi durumlarda, ‘Neyi nasıl söylediğinize bağlı’ diyorum. Bir insana siz neyi nasıl hissettirirseniz, taciz de öyle.

HER ŞEY MÜSTEHAKMIŞ GİBİ GELİYOR!

İlk başlarda işçiler tarafından çok zorlandık. Çünkü öyle bir egemenliğin içerisindeyiz ki her şey müstahakmış gibi geliyor onlara. Kadına yönelik yapılan her şey normalmiş gibi algılanıyor. Aslında öyle olmadığını, yani insanın karşısındaki insana çok güzel iltifat edip, normal arkadaşça yaklaşıp ertesi gün bunu farklı boyutta söylediğinde kadının ne hissettiğinin anlamını anlatmaya çalıştık.

HERKES DURMASI

GEREKTİĞİ YERİ BİLMELİ

Bayağı bir uğraştırdı ama başardık. Kadın erkek beraber çalışıyoruz. Hatlarda yan yanayız. Herkes durması gerektiği yeri bilmeli, biliyor da. Bilmeyen olursa da cezası kesiliyor.”