Hem işsizler, hem umutsuzlar

Hem işsizler, hem umutsuzlar

 

 

 

Gençlik, gelecektir.

Ülkelerin ve halkların geleceği gençlere emanet edilir. O gençler ki, ülkelerini ve halklarını güven içinde yaşatacak bir geleceğin kurucularıdır.

Biz, ‘’gençlik gelecek, gelecek sosyalizm’’ deriz, şiarımız budur. Ama, Türkiye’deki gençliğin durumuna bakan hemen herkes umutsuzluğa kapılabilir. Çünkü, ekonominin bunalım halinde olduğu ve güvensizliğin yaygınlaştığı ülkemizde, gençliğin yaygın işsizlik ve endişe verici umutsuzluğun pençesinde kıvranıyor.

Türkiye İşveren Sendikaları Konfedarasyonu’nun (TİSK) yayınladığı “Genç İşsizliği” raporu da, bu duruma işaret ediyor.

Veriler, ülkedeki 6 milyon gencin “boşta gezdiğini” ve 4.7 milyonunun ise “iş arayacak” umudu bulunmadığını ortaya koyuyor.

İktisadi İşbirliği ve Gelişme Teşkilatı’nın (OECD) hazırladığı “2015 Becerilerin Görünümü” raporuna göre, Türkiye bu oranla OECD ülkeleri içinde üçüncü sırada yer alıyor. Meksika ve Kore’den sonra geliyor.

Rapor, boşta bulunan genç nüfusun yüzde 80’nin “pasif konumda” bulunduğunun altını çizip,  bu oranın diğer bütün ülkelerin çok üzerinde olduğu belirtiyor.

Bu oranın yüksekliği, genç kadınların eğitimden ve istihdamdan uzak tutulmasına bağlanıyor. Haksız da sayılmazlar hani…

Çünkü, ülkemizde de yapılan araştırmalarda elde edilen bilgiler gösteriyor ki, genç kadınların yüzde 45’i istihdam içerisinde yer bulamıyor ve de eğitimde yer alamıyor.

Veriler kıyaslandığında, Türkiye ortalaması OECD ortalamasının üç katı kadar. OECD ortalamasına göre genç kadınların yüzde 17.7’si boşta bulunuyor.

Genç kuşak, her dönem aktif, çalışkan ve üretken olmak ister. Doğasında bu vardır ama olanaklar buna pek izin vermez. Bu nedenle de, önemli oranda genç insan enerjisi üretime yansımaz.

Veriler, çözümün yeni kurulacak hükümette olduğuna işaret ediyor. Çünkü, ülkenin bütün kaynakları, planlamaları ve diğer önemli yaklaşımlara ilişkin değerlendirme raporları devletin elinde mevcut.

Sermayenin bu soruna dair “genç işçiliğin yaygınlaştırılması” dışında bir çözümünün olup olmadığını bilmiyoruz. Ama, görünen o ki, genç işçiliği yaygınlaştırma projeksiyonu ve beklentisi dışında başka bir sorun var. O da, genç işsizleştirme sorunu.

İşyerlerinde boyun eğmeyen genç kuşak işçiler, hak arayışı sürecinde çok kolayca işsizleştirilebiliyor.

Enpay fabrikası bunun en son örneği oldu. Türk Metal Sendikası’ndan istifa edip Birleşik Metal-İş Sendikası’na geçişi örgütleyen öncü işçiler, kıdemlerine ve verimliliklerine bakılmaksızın, yasanın ilgili maddesine uydurulan gerekçelerle tazminatsız biçimde işten çıkartıldı.

O işçiler için asıl mücadele şimdi başlıyor. Yargıda hak arama süreci ve işvereni çalışan diğer işçiler nezdinde mahkum etme adımı, sonrasında da o işyerinde sınıf mücadelesini sürdürecek örgütlenmeyi kalıcı kılabilme süreci.

Kılıçlar çekildi, bir daha kınına girmeyecek gibi.

 

Hem işsizler, hem umutsuzlar ama yakılan bir kıvılcımın yaratacağı heyecana da duyarsız kalmayacaklardır…

Bu yazı toplam 184 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi