Hem damağa hem göze hitap ediyor
Ginger İstanbul, Finger Food konsepti ile gıdaisrafını önleyen doyurucu alternatiflerle davetlere ekstra lezzet katıyor
“El ile yenen küçük atıştırmalıklar” olarak tanımlanan Finger Food konsepti, çok özel davetlerden beş çaylarına kadar farklı organizasyonlardaki yerini giderek genişletiyor. Damakta iz bırakan imza lezzetleriyle öne çıkan Ginger İstanbul’un Kurucusu Yasemin Önal; çorba danara sıcağa, ana yemekten salataya kadar tam bir menü anlayışı ile hazırladıkları Finger Food konseptinde odaklarının lezzetin yanı sıra doyuruculuk olduğuna dikkat çekiyor. Önal, menülerinin özünde yer alan kişiye özel doğru porsiyonlama felsefesi ile gıda israfının önlenmesine büyük katkı sağladıklarını da vurguluyor.
Ağırlıklı olarak kanepe ve tartolet gibi ayak üstü atıştırmalıkların özel sunumlarda servis edildiği Finger Food konsepti, özellikle uzun sohbetlerin başrol oyuncusu olduğu davet ve organizasyonlarda sıklıkla tercih ediliyor. “El ile yenen küçük atıştırmalıklar” olarak tanımlanan bu konsept, küçük porsiyonları nedeniyle doyurucu olmaktan uzak gibi algılanabiliyor. Tamda bu noktada geliştirdikleri özel Finger Food menüsü ile bu algıyı tümüyle değiştirdiklerini belirten Ginger İstanbul Kurucusu Yasemin Önal, “Küçük porsiyonluk ağız hoşluklarından oluşan menümüzde kanepe ve tartolet gibi atıştırmalıklar ile sınırlı kalmadık. Başlangıçtan çorbaya, ara sıcaktan salata ve ana yemeğe kadar geleneksel davet sofralarının menü sıralamasında yer alantüm lezzetleri bir araya getirdik. Menümüzün finalini de tatlı ile yapıyoruz” dedi.
Yöresel ürünlerle favori lezzetlerini yarattı
Türkiye’nin dört bir yanında yer alan yöresel ürünler, Ginger İstanbul’un Finger Food menüsünün omurgasını oluşturuyor. Ülke genelinde yöresel ürünleri tedarik ettikleri güçlü bir tedarik ağına sahip olduklarını vurgulayan Yasemin Önal ,“Menümüzde mevsiminde yetişmeyen ürünleri kullanmamaya, her ürünü yetiştirildiği topraklardan temin ederek taze sunmaya özen gösteriyoruz. Bu da çok sayıda lezzetimizi favori hale getiriyor. Bir Ginger klasiği olan acı biber reçelli baklava yufkasına sarılı çıtır peynirli börek, standart mücverlerden sıkılanlar için dereotlu yoğurt soslu köz patlıcan mücveri, bir kez tadanın asla vazgeçemediği vişneli yaprak sarma ve kurutulmuş yaban mersinli tulum peynirli enginar salatamız favori lezzetlerimiz arasında yer alıyor” diye belirtti.
Hemdamağa hem göze hitap ediyor
FingerFood menüsü ile lezzet kadar doyuruculuğa da odaklandıklarını kaydeden Yasemin Önal,“Geleneksel menü sıralamasında yer alan börekten sıcak bir et yemeğine kadar tüm menüyü cam ve gümüş şık sunum tepsilerinde davetlilere ikram ediyoruz. Menümüzün özünde yer alan kişiye özel doğru porsiyonlama felsefesi ile yiyeceklerin ziyan olmasını engelliyor, böylece gıda israfının önüne geçmeye katkıda bulunuyoruz” ifadelerinde bulundu.
Sürdürülebilirgeleceğe dokunuyor
FingerFood konseptinin sofralarda tabak, çatal, kaşık, bıçak enflasyonuna son veren fonksiyonel yönüne de dikkat çeken Yasemin Önal, “Bu konsept ile özellikle nişan, nikah, düğün, doğum günü, şirket yemekleri gibi yüzlerce davetlinin ağırlandığı organizasyonlarda çıkan kirli ürünlerin temizliği için kullanılan su en aza indirilerek israfın önüne geçiliyor. Bu sayede gıda israfının yanı sıra sürdürülebilir geleceğe de dokunmuş oluyoruz” dedi.
HABER MERKEZİ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.