GSB’den Korona günlerinde sekiz talep

Gebze Sendikalar Birliği, 1 Mayıs İşçi Bayramı’nı Covid-19 salgınından ötürü miting düzenlemeden, 1 Mayıs’ta sokağa çıkma yasağı ilan edildiği için bir gün önceden, Gebze Kaymakamlığı ve Kocaeli Valiliği’nin tutumundan ötürü de meydanda değil kapalı alanda yaptığı açıklama ile karşıladı.

Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesi’nde yapılan basın açıklamasında, ‘Açık alanda yapılacak açıklamaya beş kişiden fazla kişinin katılamayacağına’ dair karar kınanırken basın metni BMİS Gebze 2 No’lu Şube Başkanı Necmettin Aydın tarafından okundu. Atatürk ve silah arkadaşları ile gerek emek mücadelesinde, gerek iş cinayetleri gerekse Corona virüsünden ötürü hayatını kaybeden emekçiler için bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Basın açıklamasına GSB bileşeni sendikaların şube başkan ve yöneticileri ile CHP Gebze İlçe Başkanı Gökhan Orhan, Emek Partisi Gebze İlçe Başkanı Hasan Atik, Sol Parti Gebze İlçe yönetim kurulu üyeleri de katıldı.

Yeni bir toplumsal düzen adına yaşasın 1 Mayıs diyoruz” başlığı ile yapılan açıklamada ayrıca özetle şu görüşlere yer verildi:

“Evet yeni bir toplumsal düzen şart. Çünkü neo-liberal kapitalizm ülkemizi ve dünyamızı göz göre göre büyük bir felakete sürüklemektedir.

Bu düzen, on yıllardır dünya halklarına sınırsız bir emek ve doğa sömürüsü, savaşlar, ekonomik krizler, yoksulluk, işsizlik dışında hiçbir şey sunmadı. Covid-19 salgını düzenin nasıl çürüdüğünü ve çöktüğünü en açık hali ile gösterdi.

Bu düzen salgına karşı işçileri, emekçileri, yoksulları ve ezilenlerin sağlığını, işini, geçimini koruyamadı. Aksine sermayenin ve patronların çıkarları için akıl, bilim ve milyonların sağlığını yok saydı.

Dünyanın dört bir yanında ve ülkemizde sermayedarlar ve iktidarlar, temel hak ve özgürlükleri hedef alarak, halkın düzene karşı tepkilerine ve siyasi muhaliflerini daha fazla baskı altına alarak, demokrasiyi yok ederek, otoriter rejimleri sağlamlaştırarak salgını fırsata çeviriyor.

KAPİTALİZM ÜLKEMİZDE DE EN VAHŞİ HALİYLE HÜKÜM SÜRÜYOR.

İşçilerin ölümü pahasına, ‘çarklar dönecek’ ısrarı ile virüs işyerlerinden ve toplu taşıma araçlarından evlerimize taşınıyor.

Aklın ve bilimin söyledikleri değil, bir avuç patronun çıkarları için tüm toplum tehlikeye atılıyor. Virüs sadece hafta sonu yayılıyormuş gibi, hafta içi işe gitme mecburiyeti getirenler, özel izinlerle hafta sonu da işçileri çalıştırmak için akıl dışı kararlara imza atıyor.

Açılan paketlerde işverenlere her türlü destek var ama işçiye, emekliye, küçük esnafa, çiftçiye, kadına, çocuğa yok. Kısacası emekçiler ve yoksul halk kitlelerinin adı bile yok.

Salgının yarattığı ağır ekonomik sonuçlar karşısında milyonlarca işçi, emekçi, işsiz, emekli, küçük esnaf değil bir avuç şirket korunuyor.

İşverenler ve müteahhitler için milyonluk paketler açıklanırken Hükümet’in yasa değişikliğiyle işçilere ücretsiz izin dayatılarak 1168 TL ile yaşamaya mahkûm ediliyor.

Milyonlarca insanın işinden olduğu bir dönemde KDV’li yüksek faturalar hane bütçelerini sarsmaya, bankalar tüketici kredilerinden ve kredi kartlarından tıkır tıkır faiz almaya devam ediyor.

Marketlerden inşaatlara, fabrikalardan madenlere üretim zorlaması can alıyor. Evde çalışmaya başlayan emekçiler için mesai hiç bitmiyor, 24 saate yayılıyor.

Sermayedarların vergileri indiriliyor, kredileri gevşetiliyor, yağma projeleri için ihaleler sürüyor, onların köprüleri, yollarına hiç geçmesek de milyon dolarlar akıtılıyor, doğamız, su kaynaklarımız, tarım alanlarımız ranta talana açılıyor.

Salgın ile uğraşması gerekenler, halka hizmet götürmek isteyen belediyeleri engellemekle, seçilmiş belediye başkanlarını görevden almakla, beğenmediği haberleri yapan gazetecileri tutuklamakla, eleştiren tweet atanların peşine düşmekle meşgul.

Covid-19 salgını hepimize göstermiştir ki bu düzenin sahibi bir avuç zengin kesim ile Türkiye nüfusunun yüzde 99’unun çıkarları aynı değildir.”

(Haber Merkezi)