Geleceğe yatırım
Siyaset-iktidar ilişkisi, sadece günü kurtarmak değil, geleceğe sağlam yatırım yapmakla kalıcılık yaratır.
Bunu, 2002 yılının 3 Kasım seçimlerinde sandıktan birinci parti olarak çıkan AKP, Türkiye insanına göstere göstere uyguluyor. Bu durumun yarattığı psikolojik avantajı da lehine tahvil edip, algı yönetiminde üst derece başarı sağlıyor ve ''Gördüğünüz gibi rakipsizim'' demeye getiriyor.
Bu kurguyu bozacak bir alternatif siyasi yapılanma da henüz hayata geçirilmiş değil.
Bütün bunları neden yazdığıma gelince...
Geçenlerde okuduğum bir mektubun uyarıcılığı diyebilirim. O mektup, yeni doğmuş bir bebeğin adına Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu imzasıyla yazılmış, geleceğe yatırımın özgün bir çalışması.
Mektup, bebeğin adı soyadının yanına ''bugün (tarih verilerek) senin doğum günün'' ifadesiyle başlıyor.
İlk sayılacak paragrafını hemen paylaşayım...
''Dünyaya gözlerini açtığın güzel şehrimizden sana biraz bahsetmek istiyorum. Burası, Marmara Denizi ve Karadeniz'e kıyısı olan müstesna bir kent. İzmit Körfezi'nin etrafında hayat bulmuş, bir kolu ile Karadeniz'e uzanmış, adeta bir doğa ve turizm cenneti. Diğer yandan da, ülkemizin sanayi başkenti ünvanını da layıkıyla hak ediyor. Kısacası Kocaeli, neredeyse Türkiye'mizin küçük bir kopyası.''
Bu tarifte, kent halkının, kıyılarında gezindiği iki denizden de, neden yeterince yararlanamıyor olduğu yok...
''Sevgili yeni hemşerim'' deyimiyle devam ediliyor...
''Yeni doğduğun bugünlerde şehrimiz ve ülkemiz önemli hamleler yapıyor. Bütün dünyanın gıptayla baktığı projelere, yatırımlara, büyük başarılara imza atıyor. Bütün gücümüzle Körfez'i yüzülebilir hale getirmeye, dereleri ıslaha, altyapıyı güçlendirmeye, trafik problemlerini kalıcı olarak çözmeye, yemyeşil nefes alınan bir çevre oluşturmaya çalışıyoruz. Çok şükür bunları da başarıyoruz. Körfezimizin sahillerine temiz denizin sembolü olan Mavi Bayrak çektik, şehrin dört bir yanına kavşaklar, tünel geçişleri, köprüler inşa ettik. 5 milyondan fazla ağaç diktik ve daha neler neler......''
Övündükleri Körfez'i temizleme işinin kalıcı olmadığını yazmamışlar mesela...
Trafik problemlerini kalıcı olarak çözmeyi nasıl becerdiklerini de anlatmamışlar. Çünkü, her ilçede trafik karmaşası giderek arttı, artıyor.
''Kenti yeşillendirdik'' derken, yeşillikle bezeme işlerinden nemalanan yüzlerce yeni müteahhit yarattıklarını da yazmamışlar.
Mavi Bayrak'ın para harcanarak alındığından da söz etmemişler.
Köprülü kavşaklar ve battı çıktılar, en kolay mali kaynak aktarımını sağladığı için, övünmekte haklılar.
Mektubu alacak ailenin saklayıp 20'li yaşlara geldiğinde eline tutuşturacağı o çocuğun, ''yapmadıklarından söz edip beni kandırmaya çalışmışlar'' hissine kapılabileceğini hiç düşünmemişler.
Umarım, tarih bu gerçekliği bir tokat acısıyla hissettirir bugünün muktedir siyasilerine. Çünkü, bugün mektup bıraktıkları o çocuklar, hiç kuşkuları olmasın ki, günü geldiğinde sorgulayacak.
(Sürecek)