Felaketin nedeni yağma politikalarıdır

Deniz, yazılı açıklamasında selin insan eliyle felakete dönüştüğünü vurgulayarak 8 yurttaşın yaşamını yitirdiğini, 8 yurttaştan ise haber alınamadığını hatırlattı. Felaketin ardından gelen iktidar açıklamalarının bilindik olduğunu ifade eden Deniz, "Onlara göre suçlu ya doğa ya da halk. 33 büyük baraj ve 300’ü aşkın mikro HES’in kurulduğu Doğu Karadeniz Bölgesi’nde bir yandan dereler kururken diğer yandan sel felakatlerinin yaşanması sanki iktidarın eseri değil. Asıl olarak sermayenin ihtiyacı için düşünülen ve Ordu’dan Sarp’a kadar ulaşan devasa büyüklükteki otoyol yapımında yok edilen ormanların,  kurutulan su kaynaklarının sorumluluğu iktidarda değil sanki" dedi.

"2009 SONRASI ORTAYA ÇIKAN HES FURYASIYLA SELLER CAN ALMAYA BAŞLADI"
Özellikle 2009 sonrası ortaya çıkan HES furyasıyla birlikte bölgede sellerin can almaya; kentleri, otoyolları yerle bir etmeye başladığının altını çizen Deniz, "Bunun başlıca nedenlerinden biri bölgeye inşa edilen büyük barajlar ve mikro HES’lerin ortaya çıkardığı bölgesel iklim değişimidir. Karadeniz eskiden stabil, düşük yoğunluklu ancak sürekli yağan yağmurlarla ıslanırdı. Bölge, HES’ler ve barajlar sonrası yağış iklimi hızla değişmeye ve yüksek yoğunluklu ancak kısa zaman diliminde yağan yağmurlarla birlikte kuraklıkla bu dönemde tanıştı" değerlendirmesinde bulundu.

"İKTİDARIN UYGULAMALARI SELLERLE YERLE BİR OLURKEN 165 KİŞİ YAŞAMINI YİTİRDİ"
DSİ’nin başlattığı dere ıslah çalışmalarında sadece Giresun’da 68 dere ‘ıslahı’ yapıldığını anımsatan Deniz, "Dere ıslahı olarak ortaya konan proje ile dere yataklarının kenarları beton dökülerek daraltıldı. Dere ıslahı ile kentsel arsalar üretmeyi amaçlayan iktidarın uygulamaları sellerle yerle bir olurken bu dönem içinde yüzlerce ev sulara kapılırken 165 kişi ise yaşamını yitirdi" dedi. "Yeşil yol" olarak bilinen projeye de değinen Deniz, "Danıştay’ın durdurma kararına rağmen durdurulmayan, maden şirketleri için alt yapı çalışması olan 'yeşil yol' projesi tamamlanırken dahi Artvin, Giresun, Gümüşhane, Ordu, Rize ve Trabzon’da toplam 13 bin 722,53 kilometrekarelik orman, yayla ve meralık alan madencilik faaliyetine tahsis edilirken, 303 şirkete 1012 adet ruhsat verildi" ifadelerini kullandı.

"İKTİDARCA SORUMLULUĞUNUN ÜZERİ, HALK SUÇLANARAK KAPATILMAK İSTENİYOR"
Giresun’da yaşanan sel felaketinin yaşanan bu sürecin bir sonucu olduğunu belirten Deniz, "İktidarca tüm sorumluluğun üzeri halk suçlanarak kapatılmak isteniyor. Dereli’de olan sel; rant uğruna dere yataklarını yerleşime açan, yol için daraltan politikaların acı sonucudur. HES’lere karşı çıkan, neden yapılmaması gerektiğini tüm açıklığıyla ortaya koyarak yağma ve rant projelerine karşı direnen halkın uyarıları dikkate alınmadığı gibi iktidarın sopasıyla karşılanmıştır. Bakanlar, Genel Başkan Yardımcısı Nurettin Canikli dahil iktidar temsilcilerinin açıklamaları felaketin nedenini ve iktidarın sorumluluğunu örtmeye hizmet etmektedir" dedi.

"SORUN BİR SİSTEM SORUNUDUR"
"Emek Partisi olarak halkımıza tekrar baş sağlığı diliyoruz" diyen Deniz, daha fazla acıların yaşanmamasının yolunun bu yağma ve rant düzeninin son bulması olduğunu ifade etti. Gürkan, "Tüm bu tablo da sorunun bir sistem sorunu olduğunu göstermektedir. Kapitalizm doğayı metalaştırdı. Bu nedenle kapitalizme ve onun siyasi iktidarlarına karşı mücadele büyütülmedikçe felaketleri yaşamaya devam edeceğiz. Bu felaketin sorumluları doğayı metalaştırmaya hizmet eden yerel yönetimler ve iktidardır" dedi.

(Haber Merkezi)