Farklılıklar zenginliktir Bu kültürü yaratmalıyız

27 Ağustos 2020.. Çağdaş Hukukçular Derneği, adil yargılanma talebiyle ölüm orucunda olan avukatlardan Ebru Timtik'in hayatını kaybettiğini duyurdu…

29 Ağustos 2020..  Twitter’da İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından hedef gösterilen CHP Avcılar İlçe Gençlik Kolları Başkan Yardımcısı Mutlu Yıldırım’ın evine polis baskını yapıldı. “Suçu”: Timtik’in ölümü sonrası, “Hesap soracağız” yazılı paylaşımda bulunmuk!

04 Eylül 2020.. Mardin Mazıdağı’ndan Sakarya’ya giden 16 fındık işçisi, bu sabah işveren ve köylülerin saldırısına uğradı. Fındık işçileri, saldırı sonrası memleketlerine dönmek için yola çıktı.

SOSYAL MEDYA, YANGIN YERİ

27 Ağustos ile 04 Eylül tarihleri arasındaki bu üç vakanın “sosyal medya çatışmaları” neredeyse eylül ayı ortalarını buldu. Her üç meselede kendine herhangi bir yönde saf tutan tarafgirlerin birbirlerine yönelik atarlanmalarına göre… “Aslında neredeyse hepimiz vatan haini, teröristmişiz de haberimiz yokmuş.”

TEK KAYGILI BİZLER DEĞİLDİK

14 Eylül 2020 Pazartesi gününden itibaren 12 Eylül askeri darbesinin 40’ncı yıldönümü gerekçesiyle başlattığımız, halen süren ve ne zaman biteceğine dair hiçbir öngörümüz olmadığımız bu diziye bizi sürükleyen etkenlerden biri de toplumdaki bu kamplaşma, kutuplaşma oldu. Ancak kaygıyı taşıyan sadece bizler değildik.

KUTUPLAŞMA AYRIŞMA GEREKÇESİ OLAMAZ

Aktif siyaseti halen CHP Kocaeli İl Örgütü’nde eğitim sekreteri olarak sürdüren, 12 Eylül 1980 askeri darbesini Çayırova’da karşılayan Hikmet Koçoğlu da o zamanlar ile bu zamanlar arasında ortak yönler tespit etmiş, uyarıyor: “Konuşmak, diyalog, saygı ve farklılıkların zenginlik olduğunu ortaya koyabilmenin kültürünü yaratmak zorundayız. Bunlar Türkiye için zenginliktir. Asla kutuplaşma, ayrışma gerekçesi olmamalıdır.”

KİMİNE GÖRE YİTİK, KİMİNE GÖRE KAYIP: “Kenan Evren’in memleketi Alaşehir’de 25 Aralık 1968’de dünyaya gelen mizah yazarı İbrahim Ormancı yeteneğini adeta acılarına borçlu: “Biz ne ’68 ne de ’78 kuşağı olduk. Biz tarihin tozlu sayfalarında kaybolmuş bir yitik kuşak’tık.” Spotlu haberimizin başlığı “Sekiz değil yitik’iz” olmuştu. Aynı kuşak içinde yer alan Hikmet Koçoğlu ise o tanımlamayı, “Kayıp kuşak” diye yaptı. Bir diğer tanımla, bastırılmış kuşak…