EĞİTİMİMİZİN HALİ

EĞİTİMİMİZİN HALİ

 

    Yarıyıl tatili bitti. Yarıyıl tatilinin ardından 18 milyon öğrenci, 1 milyon öğretmen ders başı yaptı. Sokağa çıkma yasağı ve operasyonların sürdüğü Güney Doğu’da eğitim-öğretimin I. döneminde on binlerce öğrenci ve öğretmenler II. döneminde de okula gidemeyecek.  On binlerce öğrencimizin Güney Doğu’da eğitim-öğretim hakkından mahrum kalması ve birçok haklarını yitirmesi (TEOG, LYS, LGS vb) üzerinde düşünmemiz ve öğrencilerimizin çok yönlü, insani, vicdani, hukuki haklarının giderilmesi gerekiyor. Ayrıca öğrencilerimizin yaşadıkları bütün travmatik hallerle ilgili de neler yapabileceğimizi düşünmeliyiz. Yine on binlerce öğretmenin ve bölgede yaşayan halkımızın halleri ile ilgili de Milli Eğitim Bakanlığı’nın önlem alıcı ve yaşananları açıklayıcı hiçbir durum ortada yoktur. 

EĞİTİM HARCAMALARI HALKIN SIRTINA YÜKLENİYOR

On üç yıllık AKP iktidarı döneminde Milli Eğitim Bakanlığı bütçesine, Milli Eğitimden ayrılan payda herhangi bir değişiklik yok. Eğitimde yaşanan ticarileşme ve özel okul teşviklerinden dolayı, halkın cepten yapılan eğitim harcamalarında artış olacak. Uygulanan eşitsiz politikalar nedeniyle bölgeler arası ve okullar arası durum hiyerarşik olarak her geçen gün büyüyor. Eğitime ayrılan ödeneğin özel okullara doğru gitmesi fakir bölgelerdeki okulların ve öğrencilerin tamamıyla eğitimin dışına atılmasını getiriyor.

ÖĞRETMEN Mİ, EMNİYET MEMURU MU?

Milli Eğitim Bakanlığı, okullardaki güvenlik ihtiyacını öğretmenlerle karşılamaya karar verdi. Okullara gönderilen yeni güvenlik talimatında öğretmenlerin asayiş, hırsızlık ve sabotaj olaylarını önlemek için görevlendirilmesi istendi. Öğretmenler için ilk kez “Emniyet memuru” tanımı yapılan talimat yayımlandı. Esnek çalışmanın yeni biçimleri, öğretmenleri artık okul temizliği, tuvalet temizliği vb yani okula ait tüm hizmetleri itina ile yerine getirir, şeklinde genel bir talimat verilse, hepimiz her gün yeni bir sürprizle karşılaşmasak ne kadar iyi olur. Milli Eğitim Bakanlığı’nın eğitim emekçilerine dönük, hazırladığı böyle sürprizler dengemizi, ruh durumumuzu ciddi şekilde bozuyor. Milli Eğitim Bakanlığı aslında bütün öğretmenler köledir, her türlü işi yapabilir, yapmalıdır, şeklinde bir talimat yayımlasa sorumluluğu valilikler, İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri, yetkiyle Okul Müdürlerine verseler Milli Eğitimde bütün işler çözülür.

  Eğitim-öğretimdeki yönetmeye dair bu anlayış çok sayıda eğitim kurumunu bilimin öğretildiği mekanlar olmaktan çıkarmış durumda. Aslında eğitimi yeni bir rejimin inşası için kullanıldığı ayan beyan ortadadır. Yeni bir kuşak, yeni bir öğrenci tipi yaratılmaya çalışılıyor. Parası olanlar özel okullara yönlendirilirken, yoksul çocuklar imam hatiplere ve açık liselere yollandırılıyor.  Bu durumlara uymayıp hak arayan öğretmenler kovuşturmaya uğruyor, tehdit ediliyor, açığa alınıyor, itibarsızlaştırılıyor. Kız çocukları ise eğitim-öğretimden tamamıyla uzaklaştırılıyor. Eğitimin her aşamasında özelleştirme ve taşeronlaştırma devam ediyor.  Eğitim-öğretimde II. döneme başlarken kısaca eğitim sistemimizin ne halde olduğunu özetleyelim dedik.

 

 

Bu yazı toplam 213 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi