Eğitim-İş gerçekleri bordro yakarak anlattı
Eğitim-İş Sendikası Kocaeli 2 No’lu Şube, 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde meydana indi. Başkan Bülent Metin, “Gebze halkına gerçekleri anlatmak için meydandayız” derken öğretmenler bordro yaktı
Eğitim-İş Sendikası Kocaeli 2 No’lu Şubesi, 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde Gebze 15 Temmuz Milli İrade Kent Meydanı’nda açıklamada bulundu. Eğitim-İş Genel Eğitim Sekreteri Suat Özkalay, Kocaeli 2 No’lu Şube Başkanı Bülent Metin ile birlikte sendika yönetici ve üyelerinin yer aldığı basın açıklamasına CHP Gebze İlçe Başkanı Gökhan Orhan ve Kadın Kolları Başkanı Yaşa Erdoğan, TKP Gebze İlçe Başkanı Hande Tunca, BMİS Gebze 2 No’lu Şube Başkanı Necmettin Aydın, Gebze EYT Derneği Başkanı Nuh Erdoğan Erdoğan, ÇYDD Gebze Şube Başkanı Nurcan Çınar, ADD Gebze Şube Başkanı Nilgün Aydın da katılarak destek verdi.
BORDRO YAKTILAR
ÇYDD Gebze Şube üyesi Hülya Samur’un Öğretmenler Günü’ne dair şiir okuduğu basın açıklamasında “Hükümet istifa”, “Parasız eğitim parasız sağlık”, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz”, “Faşizme karşı omuz omuza”, “Mustafa Kemal’in öğretmeniyiz”, “Yaşasın tam bağımsız Türkiye”, “Gericiliği değil eğitime bütçe”, “Hükümet zammını al başına çal” sloganları atıldı. Basın açıklamasının sonunda öğretmenler bordroyu temsilen yaktı.
GERÇEKLERLE YÜZLEŞMEK ADINA
Eğitim-İş Sendikası Kocaeli 2 No’lu Şube Başkanı Bülent Metin, öğretmenlerin ve halkın mutsuzluğundan ötürü buruk bir Öğretmenler Günü kutladıklarını belirterek başladığı konuşmasında, “Gebze Halkını gerçeklerle yüzleştirmek adına, Eğitim-İş Sendikası olarak ülkenin her yerinde olduğu gibi Gebze Meydanı’nda tükeniyoruz diye haykırmak için buradayız. Çünkü daha dün yüzde 10 fakirleştik. Cebimizden her geçen gün geleceğimiz, umutlarımız çalınıyor.
SEÇİM SANDIĞINI GETİRMELİ
Bugün, Atatürk’e başöğretmenlik unvanının verildiği Öğretmenler Günü. Ancak Atatürk’ün izinde yürümeye gayret eden Cumhuriyet’in öğretmenleri, ülkedeki öğretmenler mutsuz, umutsuz. Bir çıkış arıyoruz. Ve bu çıkış asla ve asla bu iktidarla olmayacak. Bunu biliyoruz. Her geçen gün halkını yokluğa, yoksulluğa süren bu iktidar artık görevini tamamladı. Mutlaka seçim sandığını ortaya getirmek durumunda. Artık yeter diyoruz” dedi.
SİSTEMİ SORGULAYAN YOK
9 Kasım’da Gebze’de gerçekleşen servis kazasına da değinen Metin, sistemin sorgulanmadığına dikkat çekti: “Bu sorun açıkça tarafı eğitimciler olmamasına rağmen eğitimcilerin üzerine yıkılmaya çalışılıyor. Okul müdürü görevden alınıyor. Okul yöneticileri, nöbetçi öğretmenler bu işten sorumlu tutulmaya çalışılıyor. Oysaki sistemi sorgulayan yok. Sadece bilimsel, demokratik, nitelikli eğitim almak için çocuklarımız niçin kilometrelerce yol gidiyor. Bunları tartışan yok.
YEMİNİMİZE SAĞDIĞIZ. YA İKTİDAR!
Esas sebepleri gizlemeye çalışıyorlar. Sınıflar 45 kişi. Öğrencilerimize nitelikli eğitim verememekten vicdanlarımız sızlıyor. Öğrencilerimizi geleceğe en iyi şekilde hazırlamak için eğitim aldık. Bunun için yemin ettik, yeminimize sadığız. Ya iktidar. Verdiği sözlerin hiç birini tutamayan, eğitimi her geçen gün gericileştiren, piyasaya açan, kamusal ve bilimsel nitelikten ötekileştiren iktidar yarattığı tablodan memnun mu?”
ALINMIŞ TEK BİR FİZİKİ TEDBİR YOK
Gebze’de Covid’den bir süre önce de meslektaşları Hüseyin İnan’ın hayatını kaybettiğini anımsatan Bülent Metin, “Öğretmenimizin çabası nitelikli eğitimin devlet okulunda da verilmesi içindi. Bunlar engellenebilir şeyler. Binlerce öğretmenimizi kaybettik. Milyonlarca çocuğumuz tehlike altında. Bunun altını bir kez daha çiziyorum. Çünkü okullarda alınmış tek bir fiziki tedbir yok. Bu böyle gitmez, gitmemeli.
ELBİRLİĞİYLE MÜCADELE ETMELİ
Sınıflar 45 kişi. Ama bazı okullar var ki, 10 kişiyle eğitim veriliyor. İmam hatip liselerindeki ayrıcalıklı sınıflar niye halkın çocuklarına açılmıyor. Onlar neden 10-12 kişilik sınıflarda eğitim görürken bilimsel eğitim almak isteyen çocuklar servis araçlarıyla 10-12 kilometrelik yol gösteriliyor. Buna artık yeter demek lazım. Bu böyle gitmez, gitmemeli. Bunun içinde el birliğiyle mücadeleyi yükseltmemiz gerek” diye konuştu. Metin sözlerini geçtiğimiz günlerde trafik kasasında hayatını kaybeden öğretmen Cem Duymaz’ı anarak tamamladı.
3600 EK GÖSTERGE HAKKIMIZDIR
Eğitim-İş Genel Eğitim Sekreteri Suat Özkalay, 2011 yılındaki 666 sayılı KHK sebebiyle eğitim çalışanlarının, kamuda çalışan üniversite mezunu diğer personellere göre 3 bin lira eksik maaş aldığını kaydetti. Özkalay, “Cumhurbaşkanı Erdoğan memleketim Samsun’da ‘Eğitim emekçilerine 3600 ek göstergeyi vereceğiz’ demedi. ‘Verdik’ dedi. Sözünü tutmasını istiyoruz. 3600 ek gösterge eğitim emekçilerinin hakkıdır ve o hakkı almak için sonuna kadar mücadele edeceğiz” dedi.
HER ZAMAN SÖMÜRÜLÜYORUZ
Vatandaşların nitelikli eğitim hakkına özelleştirme sayesinde milyonlarca lira para ödeyerek özel okullarda elde etmeye yöneldiğini kaydeden Özkalay, “Biz parasız eğitim, parasız sağlık diyoruz. AKP iktidarı bugün beşli çeteye, geçmişte FETÖ’ye, bütün diğer cemaatlere her türlü maddi imkanı bulurken, onların vergilerini iptal edip gerektiğinde devletin binalarını verirken memura, emekçiye geldiğinde maalesef bütçede para yok bahanesiyle her zaman sömürülmeye devam ediyoruz.
BÜTÇEDEN HAKKIMIZ VERİLMELİ
Geçmişte FETÖ ile, yeraltı dünyasından isimlerle işbirliği içinde olan iktidar şimdi farklı cemaatler ve yeraltı dünyası ile işbirliğine devam ediyor. Biz artık fatura ödemek istemiyoruz. Emekçinin hakkını istiyoruz” diye konuştu. Özkalay, 2022 bütçesinden kamu emekçilerine hakkının verilmesini istediklerini belirtti.
Özkalay sözlerini Eğitim-İş Genel Merkezi’nin 24 Kasım’a dair açıklamasıyla tamamlayıp taleplerini şöyle sıraladı:
İnsanlık onuruna yaraşır bir ücret alıp, insanca yaşamak istiyoruz!
Söz verilmesine rağmen yaşama geçirilmeyen 3600 ek gösterge hakkımızı istiyoruz!
Eğitim çalışanları arasında ayrımcılık yaratacak uygulamalara son verilmesi istiyoruz!
Ek ders ücretlerimizin emekliliğe sayılmasını talep ediyoruz!
Eğitim emekçilerinin köle değil geleceğin mimarları olduğunun idrak edilmesini istiyoruz!
Sadece öğrencilerimiz ve kendimiz için değil ülkemizin geleceği için laik, bilimsel, adil ve kamusal eğitim istiyoruz!
Eğitim kurumlarımızın personel ihtiyacının, hükümetin ekonomi ve eğitimde din eksenli politikaları ile değil nesnel ve bilimsel kriterlerle belirlenmesini talep ediyoruz!
Yeterli sayıda öğretmen ve yardımcı personel istihdam edilmesini istiyoruz!
Öğretmenlere ve eğitim çalışanlarına yönelik şiddetin önüne geçecek önlemler alınmasını talep ediyoruz!
Her şeyden önemlisi meslek onurumuzu geri istiyoruz!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.