Yüzyıllar  öncesinde yaşamış ve ölmüş ama hala konuşulan adamlar vardır.
Onlar ki,  kendi zamanlarında hiç itibar görmemiş, hatta kendilerine akli dengesi bozuk gözüyle bile bakılmıştı.
Zaman zaman birçok taciz ve baskı altında kalmalarına rağmen, doğrularından hiç taviz vermemişlerdir.
Diyojen, Platon, Aristo, Sokrat...
Onların ortak noktaları nedir biliyor musunuz?
Kimsenin düşünmediği dönemde düşünmüşler, herkesin sustuğu dönemde konuşmuşlardır.
Bugün konuşulmalarının nedeni işte bu.
Herkesin sustuğu bir ortamda konuşursan, sadece senin sesin duyulur.
Sadece senin söylediklerin ciddiye alınır.
Kural budur.
Yani eylem, eylemsizlikten üstündür.
Koşan yürüyenden, yürüyen durandan, duran da geriye doğru gidenden daima ileridedir.
Tabi geriye doğru gidenden daha ileride olmakta muhtemeldir.
Geriye doğru koşmak...
Bu önermeye göre, bugün herkes geriye doğru koşarken, sen yerinde dursan, durduğun yerde feylesof  olur çıkarsın.
O kadar kolay.
Püf noktası, ileriye gidemiyorsun bari yerinde dur...
Hazır madem felsefe yapıyoruz, Sokrat’ın savunmasından alıntı yapalım biraz.
Dönemimizin delilerinden biri addettiğim Erdal Demirkıran'ın kaleminden...
Sokrat'ın savunmasını öğrencisi Platon yazmıştır.
Yazarken, çok çok  sonra dünyaya gelecek nesillere mesel  olacak bir üslup kullanmıştır.
"Platon,
'-İnsan tüysüz iki ayaklı bir hayvandır!' dedi.
Bunu duyan aynı dönemin feylesofu, fıçıda yaşayan ari Diyojen bir tavuk yakalayıp tüylerini yolmuş ve Platon'a götürmüş.
-Bak, senin tarifindeki insan işte bu!
Yolunmuş tavuğa uzun uzun bakan Platon, tanımını eksik bulmuş olacak ki, insanı yeniden yorumlamış:
'-İnsan, tüysüz, iki ayaklı, yassı düz tırnaklı bir hayvandır!'
Sonra onu takip eden Aristo da  ustasına destek olmak için yeni bir tanımı yapıştırıvermiş.
'İnsan, düşünen bir hayvandır!'
İyi de, çok çok ilerideki nesillerin bir ferdi olarak benim kafam karıştı bugüne bakarak.
Hayvanlarda düşünme yetisi yoktur, güdü yetisi vardır, bu iki kere iki eşittir dört.
Düşünme yetisi yalnızca insana aittir, bunu da mutlak doğru  diye biliriz.
Eeee, peki insan düşünen hayvan ise;
Hayvan ın tanımı NE?
Düşünemeyenler mi? Düşünmeyenler mi?
Siz durduğunuz yerde dur durun, ben  gri hücre ocuppy sine sığınmaya gidiyorum...
 
NOT: Fazla düşünmek baş ağrısına sebep oluyormuş, aman ha!
Sağlığınıza dikkat edin...