Çocukların Güvenliği için Teknolojik Seferberlik İlan Edilsin

Fizyolojik yapılarından dolayı savunma mekanizmaları tam gelişmemiş olan çocukların toplum içerisinde ve yine toplum tarafından maruz kalabilecekleri potansiyel risklerin önüne geçebilmek adına faaliyet gösterdikleri alanda fark yaratan çalışmalarıyla gündeme gelen “Hopfrög Kids” Yönetim Kurulu Başkanı Tolga Yalgın, çocuk kayıplarının önüne geçebilmek için özel bir ekip kurdu. Ekip, ‘Giyilebilir QR Kodlu Çocuk Takip Sistemi’ni çocuk ayakkabılarıyla birleştirmeyi ve böylelikle çocuk kayıplarının önüne geçmeyi hedefliyor.

ÇOCUK HAKLARI BİLDİRGESİNE GÖNDERME

BM Çocuk Hakları Bildirgesi’ndeki ön kabullere atıfta bulunan Yalgın, bu projenin özellikle teknoloji odaklı firmaların dikkatini çekerek sahip olunan teknolojik know-how’un bu doğrultuda seferber edilebileceğini ümit ettiklerini belirtirken şunları söyledi: ‘Çocuğun korunması ve uyumlu gelişmesi bakımından her halkın kendine özgü geleneklerinin ve kültürel değerlerinin taşıdığı önemi göz önünde tutarak, her ülkedeki, özellikle gelişmekte olan ülkelerdeki çocukların yaşama koşullarının iyileştirilmesi için uluslararası işbirliğinin taşıdığı önemin bilincinde olarak… Bunlar, Dünya Çocuk Hakları Bildirgesi’ne imza atan ülkelerin farkındalığını ortaya koyan ifadeler. Ancak pratikte altına imza atılan kâğıt gibi net değil hiçbir şey. Son beş yılda azalma olsa da yine azımsanmayacak rakamlarla karşı karşıyayız. 2023 TÜİK verilerine göre 15 bin 716 kayıp vakası (sonradan bulunan) kayıt altına alınmış. Tek bir çocuk bile olsa aynı hassasiyete sahip olmak bizlerin boynunun borcu olmalı. Böyle bir bilinçle sektörde bu projeye inanan yöneticilerle bir araya gelerek çocukların kaybolmasını önlemeyi hedefleyen bir ayakkabı modeli tasarladık. Her ayakkabıya ve çocuğa özel oluşturulan QR kod sistemi sayesinde acil durumlarda veya ihtiyaç halinde QR kodu taratarak kaybolan çocukların ebeveynine ulaşılmasını sağlıyoruz.’

ÇOCUKLARIMIZA SAHİP ÇIKARAK TOPLUM OLABİLİRİZ

‘Biz sadece ticaret yapmıyoruz. Hassasiyetlerimiz var. Üretirken, toplumun yararına olan bilgi ve teknolojiyi her yönüyle kullanmayı kendimize düstur edindik. Ekibimdeki arkadaşlarımın hepsi anne ya da baba. Dünyaya aynı pencereden bakabiliyoruz. Ortak paydamız çocuklarımız olduğu için kendi çocuklarımızdan yola çıkarak tüm çocuklara ve onların da anne-babalarına fayda sağlayan bir iş modeli ortaya koyduk. Zira çocuklarımıza sahip çıktığımız ölçüde insan ve toplum olabileceğimize inanıyoruz.’