Çınarlarımı kaybettim, tohumumu kaybedemem

Asrın felaketi olan 17 Ağustos 1999 depremi, üzerinden yıllar geçse bile, geride kalanların hikâyeleri ile hafızalardaki tazeliğini koruyor.  O felaketi henüz çok ufak yaşlarda,  depremin merkez üssü Gölcük’te yaşayan ve kendisi enkaz altında kalırken, annesi ile ablasını kaybeden Tuğba İnci’de o acıyı dün gibi yaşayanlardan. Herzeye rağmen hayata tutunan Tuğba İnci,  şimdide kızı için mücadele veriyor. Tuğba İnci, 4 yaşındaki kızının Lösemiye yakalanmasını “Sizin kızınız hiç ateşler içinde yandı mı?  Sizin o güzel kızınızın okşamaya kıyamadığınız saçları ellerinize kaldı mı ya da neşe içinde oyunlar oynayışını gördüğünüz çocuğunuz yataktan kalkamaz oldu mu?” sözleri ile anlatıyor. 

MÜCADELEYE BAŞLADI

Kendisi kreş öğretmeni olan Tuğba İnci, bir sabah kızının rahatsızlanması sonrasında devam eden halsizliği üzerine hastaneye götürdü. Yapılan tetkikler sonucu 4 yaşındaki Deniz’in lösemiye yakalandığını öğrendi.  Kızının hastalığını öğrenince en başta gözyaşlarına boğulan ve isyan eden genç anne, daha sonra enkazda kaldığında, annesi ve ablasını kaybettiğini öğrendiğinde ve sonrasında olduğu gibi bu hastalıkla da mücadeleye başladı. Anne ve minik kızının, Lösemili Çocuklar Sağlık ve Eğitim Vakfı(LÖSEV )’nın hastanesi LÖSANTE’nin 5. Katında 23 Ekim 2021’de başlayan mücadelesi devam ederken,  Anne Tuğba’nın gözyaşları ve isyanının yerini çaba ve umudun aldığı görüldü.

KÖKLERİMİDE TOHUMUMUDA KAYBEDEMEM

Depremde enkaz altından yaralı kurtulan Tuğba İnci, “Ben o depremde çınarlarımı kaybettim. Annem ve kız kardeşimi toprağın altında bıraktım. Şimdi kök salmışken köklerimi de tohumumu da kaybedemem. Kızımı da bu hastalığa bırakmak istemiyorum,” dedi.  Lösev yetkilileri ise Minik Deniz İnci ve Annesinin bu hastalığı yaşayan ailelerden sadece birinin hikâyesi olduğunu belirterek,  her gün birçok ailenin bu acıyla birlikte vakıf sayesinde de umudu kucakladıklarını belirtti.   LÖSEV yetkilileri, vatandaşlardan bu Ramazanda “Önce Çocuklar İyileşsin” diyerek fitre, fidye ve zekât bağışlarını vakfa yaparak bir çocuğun umuduna ortak olabileceklerini ifade ettiler.

Haber: Abbas ÇAKAR