CHP genel başkanını seçti: 2019’a Kılıçdaroğlu’yla
CHP’nin 36. Olağan Kurultayı’nda Kemal Kılıçdaroğlu yeniden genel başkan seçildi. Kılıçdaroğlu 790 oy alırken Muharrem İnce 447 oyda kaldı. Partiyi...
CHP’nin 36. Olağan Kurultayı’nda Kemal Kılıçdaroğlu yeniden genel başkan seçildi. Kılıçdaroğlu 790 oy alırken Muharrem İnce 447 oyda kaldı. Partiyi 2019 yılına hazırlayacak kadrolar bugün seçilecek. Kılıçdaroğlu, seçildikten sonra yaptığı konuşmada “Adaleti, demokrasiyi, hukuku, birlikte yaşamayı savunacağız. İktidar hesap verecek” dedi.
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun 1130 imzayla aday gösterildiği genel başkanlık yarışında 790 oy alarak beşinci kez CHP’nin genel başkanı oldu. 163 imzayla aday olan İnce ise, 447 delegenin oyunu aldı. Toplamda 1253 delegenin oy kullandığı kurultayda, 1237 oy geçerli sayıldı.
Kılıçdaroğlu genel başkanlığa yeniden seçildikten sonra yaptığı konuşmada “Üstlendiğim görevin sorumluğunu biliyorum. Bu sıradan görev değildir çok önemlidir. Bu ülkenin her ferdinin hakkını hukukunu ve adaletini sağlamak için her türlü mücadeleyi yapacağıma söz veriyorum. Bugün, yaşadığımız ortamda CHP’ne genel başkanlık yapmamın sıradan olmadığını biliyorum. Birilerinin uykusunun kaçacağına da biliyorum ama biz haklı davamızı Türkiye davamızı sonuna kadar götüreceğiz. Adaleti, demokrasiyi, hukuku, birlikte yaşamayı savunacağız. Türkiye’yi yeniden çağdaş uygarlığa taşımak için hep birlikte mücadele edeceğiz. Bu bizim namus borcumuzdur. Önümüzdeki süreç, sıradan değildir zor koşullarda mücadele vereceğiz. Hepinizin yanımızda olmasını istiyorum. Türkiye, tarihinin en zor dönemeçlerinden birini yaşıyor. İktidardakilerin bunun hesabını vermesi lazım. Barış, huzur içinde, özgürce yaşamak isiyoruz. Huzurun garantisini ve teminatını veriyorum sizlere. Bu akşam 7 şehidimiz var 6’sı Afrin’de, hepimiz çok üzgünüz. Kahraman askerlerimize minnet borçuluyuz, Allah rahmet eylesin diyoruz, ailelerine, milletimize baş sağlığı diyoruz. Onların mücadelesi Türkiye ve gelecek mücadelesidir. Onlar bizim onurumuzdur. Biz bu toprakları şehitlerin kanlarıyla suladık. Türkiye’yi aydınlığa çıkarmak Türkiye’yi beka sorunudan kurtarmanın yolu, bizim ülkemize sahip çıkmamızdan geçiyor. Savaşın en iyi bilen Atatürk, “zorunlu olmadıkça savaş cinayettir’’ demiştir. Bugün zorunlu bir tabloyla karşı karışyayız. Beka sorunu var bu sorunu açanlar bugün Türkiye’yi yönetenler. Bunun hesabını sormak boynumuzun borcudur’’ dedi.
PM ’ye rekor başvuru
PM başvurusu toplamda 621 olarak gerçekleşti. Bu sayı diğer yıllara göre rekor olarak değerlendirildi. Başvuruların 514’ü PM’ye 107’si ise Yüksek Disiplin Kurulu’na oldu. Kılıçdaroğlu, partisinin 36. Olağan Kurultay’ında yaptığı konuşmada da, baskılara karşı “duvarları yıkma” sözü verdi. Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından önemli diğer mesajlar şöyle:
Salonda aldatılan yok: Bu salonda terör örgütü tarafından aldatılanlar, pazarlık masaları kuranlar, terör örgütüyla aynı menzile yürüyenler, devletin haremi iffetini, kozmik odasını, yani namusunu terör örgütüne tesim edenler, terör örgütlerine dönüp ne istediniz de vermedik diyenler, vatan toprağını terör örgütüne teslim edip Süleyman Şah türbesini kaçıranlar, kendi vatanında vergi ödememek için Man adalarında şirket kuranlar yoktur. Burada sadece namussuzlar kadar cesur olmaya ant içmiş namuslular vardır. Bu nedenle adı adalet ve cesarettir. Adaleti ve cesareti bir arada götüreceğiz.
Beş temel sorun: Yıl 2018, ülkemizin genel durumu şöyle; Türkiye beş temel sorunla karşı karşıya. Karamsar bir tablo var ve bu tablo kaygıları ve endişeleri derinleştiriyor. 2002’de iktidar olduklarında Türkiye’nin bir temel sorunu vardı; bazen Kürt sorunu, bazen toplumsal barış, bazen Güneydoğu sorunu olarak dillendirilirdi. Şimdi 2018’de 4 temel sorun daha eklendi. Demokrasi, ekonomi, eğitim ve dış politika sorunu. Bu sorunlar birbirini etkilemektedir. Biz CHP olarak, her sorunun üzerine kararlılıkla yürüyen ve çözüm üreten bir partiyiz.
Mustafa Kemal’in makasıyla keseceğiz: Temel sorunlarımızdan birisi de ekonomi. Ekonomi de geldiğimiz nokta son derece vahim. Rantiyeye, tefeciye para öderseniz yakanızı kaptırırsınız, bunlar yakalarını kaptırdılar bir türlü kurtaramıyorlar, çünkü göbekten bağlılar. Biz de o göbek bağını Mustafa Kemal’ın makasıyla keseceğiz. İlk bir yıl içinde yoksulluğu bu topraklarda tarihe gömeceğiz.
Meydan okuyoruz: Biz referandum ile birlikte bir adalet yürüyüşü de gerçekleştirdik, referandum sonrasında. Bu adalet yürüyüşünde yalnız olmadığımızı gördük. Adaletin çürümüşlüğünü sadece Türkiye’ye değil, bütün dünyaya gösterdik. Ve biz 432 kilometrenin her milimini orunla gururla yürüdük, dünyaya meydan okuduk. Maltepe’de görkemli bir miting yaptık. Maltepe’de önümüzde bir duvar vardı. Şimdi bu kurultayda size sözüm söz, o duvarı yıkacağız. Onların duvarları bize vız gelir. Bizden korkuyorlar, çünkü bütün baskılara direniyoruz, onlara ve feriştahlarına meydan okuyoruz. Şimdi duvarı yıkma, bu çarkı değiştirme zamanı. Şimdi hak, hukuk, adalet zamanı.
‘Mustafa Kemal’in ordusu’
Mücadele senin için değil: 2002’de terör örgütünün beli kırılmıştı, terör sıfırlanmıştı. Sorun Türkiye’nin gündeminden çıkmıştı ama 2002’den sonra iktidar olanlar, önce terör örgütüyle masaya oturdular, sonra toplantılar yaptılar, Ankara’ya davet ettiler. Bugün toplumsal barışı tehdit eden terör, dar bir coğrafyadan çıkıp daha geniş bir coğrafyada varlığını sürüdürüyor. Bugün Afrin’de askerlerimiz var, yüreğimiz, dualarımız onlarla birlikte. Afrin milli bir duruşu öngörüyor. Biz de CHP olarak milli duruşumuzu açık net dile getirdik ama birileri bunu partisinin bir kararı gibi topluma sunmaya çalışıyor. Ordu, Mustafa Kemal’in ordusudur, senin değil, mücadele Türkiye içindir, senin için değil. Kürt sorunu ile terör sorunu arasındaki hassas dengenin çok iyi belirlenmesi gerekir. Bu sorunu çözecek parti sadece ve sadece CHP’dir. Millete sözüm var, barışı Anadolu’nun her karış toprağına götüreceğiz.
Suriye eleştirisi
Suriye hükümeti ile temasa geçin: Şu soruyu hafızamızda tutmak zorundayız. 2002’de Ecevit döneminde beli kırılırken, 2018’de terör nasıl bu kadar yayıldı, Türkiye’yi bu noktaya kimler taşıdı. Buradan açık ve net çağrı yapmak istiyorum. Suriye hükümeti ile derhal temasa geçiniz. Suriye hükümeti de, Suriye’nin toprak bütünlüğünden yana, biz de. Suriye’nin toprak bütünlüğü sağlanacaksa, akan kan duracaksa Suriye devletiyle ilişki kurmak gekeriyor. Benzer ilişkiyi Irak merkezi hükümeti ile de kurulmalı.
‘Benzinle koştular’
Türkiye’nin yakasından düşün: Neden Suriye’ye bir kova su ile değil de benzin bidonuyla gittiniz? Bugün iktidarın bizi getirdiği nokta Türkiye’nin beka sorununun tartışılıyor olması. Hem terör örgütleri, hem egemen güçler tarafından verilen her talimat ve önerisini yerine getiren sonra yalnız kalan, sonra millete bizi kandırdılar diyenlerin Türkiye’nin yakasından düşmesi gekerir.
'Lozan onur belgemizdir’
Sevr’i mi özledin: Dış politika milli olmalıdır. Türkiye’yi bu noktaya taşıyanlar utanmadan, sıkılmadan Lozan’ı tartışmaya açıyor. Lozan bu ülkenin tapu senedidir. Lozan’ı tartışmaya açanlara açık ve net şunu soruyorum; ‘Sen Sevr’i mi özledin, Sevr’i mi istiyorsun?’ Lozan verdiğimiz Milli Kurtuluş Savaşı’nın onur belgesidir. O onur belgesini kimseye tartıştırtmayız. Dış politikayı milli yapacağız. Ülkenin çıkarları üzerine inşa edilecek. Komşularımızla barış içinde yaşayacağız.
‘Haddini bildireceğim’
İnce, önce Erdoğan’ı ‘ÖSO ve Kuvayı Milliye benzetmesi’ üzerinden hedef aldı. CHP yönetimi ve MYK’yi dokunulmazlıkların kaldırılması konusunda eleştirdi.
CHP Genel Başkan adayı olarak kürsüye çıkan Yalova Milletvekili Muharrem İnce, parti yönetimi ve Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na, seçim kaybetmesi, dokunulmazlıklar, cumhurbaşkanlığı adaylığı, başta Kürt sorunu olmak üzere temel politikalar konusunda ‘kararlı ve net olmaması’ üzerinden yüklendi. İnce konuşmasında şu mesajları verdi.
Tarih bilmez cahil: Halkımız yargıya güvenmiyor. Milletin yargıya güvenmemesi bile faleketin göstergesi. Yalan makinelerine karşı salı günleri 45 dakikayla başa çıkamayız. Halkımızın önemli bölümü bu yalan makinelerine inanıyor. Diğer bölümü ise bizi alternatif olarak görmüyor. Onlara umut olmak için, büyük değişim için burdayım. Bir tarih cahili, ‘ÖSO, Kuvayı Milliye’dir’ diyor. ÖSO militanları aylık 300 dolar maaş alıyor. Kuvayı Milliye’nin askerlerinin ekmek almaya parası yoktu. Ne diyorsun sen cahil! Kuvayı Milliye’nin askerleri emperyalizme karşı savaştı, işgal edilen topraklarını kurtarmak için savaştı. ÖSO’nun emperyal devletlere karşı müdahalesi yok. Derdi Esad. Esad gidince sorunları bitiyor. n Neden aday oldum?: CHP’nin yöneticileri de tarih cahilin haddini bildiremiyor, yanıtını veremiyor. “İnce neden aday oldun?” diyenlere, onun haddini bildirmek için adayım. Ülkemizin kaderi bir kişinin iki dudağı arasında. Sözde dünya lideri, emperyalist güçlerin ekmeğine yağ sürdüğünün farkında değil.
3Y, 5Y oldu: Türkiye’nin 2002’de 3Y sorunu vardı. Yoksulluk, yolsuzluk, yasaklar. Türkiye bu 3Y’yi katmerlediği gibi 2Y daha ekledi. Bu topraklar 1071’den sonra böyle yalancı ve yüzsüz görmedi. İhanet yapıyor, kandırılıyor sorumlu yok. “Rabbim beni affetsin” deyip işin içinden çıkıyor.
Laiklik tehlikede: 70’lerdeki sloganımız bugün de geçerlidir, “Ne ezen ne ezilen, insanca, hakça bir düzen”. Demokrasiyi demokratik bir toplum korur. Laiklik vazgeçilmezdir, Laiklik tehlikededir. Bir arada yaşama iradesinin güçlendiği bir toplum olacağız. Beraber olmazsak hepimizi aynı kötü son bekliyor. Onun için başarmalıyız.
AKP’li de olsa sahip çıkacağız: Dolmabahçe’nin imamı camide “içki içmediler” diyorsa CHP olarak o imamın yanında olacağız. Malatya’da Alevilerin evine işaret konuyorsa “CHP’ye Alevi partisi derler” kompleksinde olmadan sahip çıkacağız. 12 yaşında Kürt çocuklarının üzerine bombalar yağıyorsa onlara sahip çıkacağız. Gezinin direnen çocuklarına otelini açtı diye bir patronun ihalesi iptal ediliyorsa “Ben solcuyum bana ne” demeyeceğiz, sahip çıkacağız. Mor Beyin tuzağına düşüp hapse atılan, haksızlığa uğrayan AKP vekiline de sahip çıkacağız. İnsan olduğu için mazluma, mağdura sahip çıkacağız. Uludere’de bombalar yağdığında sahip çıkacağız ama protez bacağına haciz gelen gazimize de sahip çıkacağız. Bu partide transfer yönetici devrini kapatacağız.
Kürtler doğru söylüyor olamaz mı?: Berberoğlu hapiste acaba CHP yönetiminin suçu var mı? Kusura bakmasın kimse. Dokunulmazlıkların kaldırılması gündeme geldi, ben hayır oyu vereceğim dedim. CHP yönetimi, “Anayasaya aykırı ama evet diyeceğiz” dediler. Bugün olsa yine hayır veririm. Korku şuydu, “HDP hayır diyor biz de hayır dersek ikimizi aynı kefeye koyarlar”. Kürtler doğru söyüyor olamaz mı, öyle bir mantık yok. Doğruyu kim söylerse onun yanında olacağız. O zamanlar “Yapmayın etmeyin, sonra CHP’lilere sıra gelir” dedim. Gün gelir MHP, gün gelir HDP, gün gelir AKP bile doğruyu söyleyebilir. Pek görmedik ama. Benim abdestimden şüphem yok. Ben hayır dedim ama MYK evet dedi, bunun için MYK’nin yenilenmesi lazım. İnşallah bu akşam genel başkan seçildiğimde o evet veren MYK’nin hepsini sıfırlayacağım.
‘Genel başkanımız hata myapar ama haram yemez’
İktidar CHP’den memnun: Sürekli kandırılan bir iktidar var. Onun yanında da sürekli kaybeden bir muhalefet. Muhalefetin birini hapse attı, öbürünü yanına çekti. CHP’den memmunlar, “Böyle kalsın” diyorlar. Hayır kalmayacağız. Yüzde 26’ya razı değilim.
Yuhlamayın, haram yemez: Beni genel başkan seçerseniz 45 gün içinde olağanüstü tüzük kurultayını toplayacağım. İmza rezaletine son vereceğiz. İl başkanlarına genel başkana destek açıklaması yasak olacak. 2019’da bir cumhurbaşkanı adayı olacak. 2014’te ben grup başkanvekiliydim. Sayın genel başkanımız anket yaptırdı, çoğunlukla Büyükerşen’in adı çıktı. 130 vekilden, 60 PM üyesinden, 81 il başkanından hiçbiri Ekmeleddin İhsanoğlu yazmadı, zaten adını bilmiyor. (Salondan yuh sesleri) Yuh yok. Haram yiyenleri yuhlayın, bizim genel başkanımız yanlış yapar ama haram yemez. Beni genel başkan yapın, tüzük değişecek ve CHP’nin adayını 1 milyon 200 bin üye seçecek. Ben kimsenin marabası değilim, ben genel başkan olduğumda da kimse benim marabam olmayacak.
‘2 seçim kaybeden istifa etsin’
Bana da güvenmeyin: CHP’nin genel başkanı doğal cumhurbaşkanı adayıdır, kaçamaz. Partiyi ben yöneteyim, ülkeyi başkası... O zaman koltukta neden oturacaksın? Tüzük kurultayında bir önerim daha var. Biz Sayın Genel Başkanımızla Deniz Baykal’a “çekil” diye bildiri yayımladık. O günlere geri döndüm de genel başkan olduğumda değişir miyim diye önlem alayım dedim. 2 seçimde partiyi birinci parti yapamayan genel başkan istifa etsin. Nasıl geleceği belli, nasıl gideceği belli değil. Oraya geldi mi herkes gitmemek üzere kuruluyor. Yarın ben de öyle olurum güvenmeyin. Önümü kapayın.
KURULTAYA POLİS GİRDİ
Sabah saatlerinde Kurultay salonunda dikkat çeken bir ayrıntı olmuş; Genel başkanı ve parti meclisi üyelerini seçecek delegeler salonun ortasına oturtulmuştu. Bu durum, delegeler üzerinde bir kuşatma olduğu yorumlarını da beraberinde getirmişti. Parti görevlileri tarafından çember içine alınan delegelerin yanına kimse sokulmamıştı.
Ancak, sabah saatlerinde gençlik kollarının güvenliği sağladığı ve delegelerin çevresinde bulunduğu yerde, şimdi polisin olduğu belirtildi. CHP'liler ise bu duruma kızarak, görüntüleri sosyal medya hesaplarından duyurdular.
CUMHURİYET HALK PARTİSİ 36. OLAĞAN KURULTAY SONUÇ BİLDİRGESİ YAYINLANDI Cumhuriyet Halk Partisi 36. Olağan Kurultay sonuç bildirgesi yayınlandı. Bildirgede şu ifadelere yer verildi: CHP, kökleri Kuvayı Milliye'ye dayanan ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'ün izinde tam bağımsız, laik, demokrat ve çağdaş Türkiye'nin kurucu Partisidir. 80 yıllık (1923 - 2002) Cumhuriyet tarihi boyunca bütün Cumhuriyet hükümetlerinin katkısıyla uçurumun kenarında yıkık bir ülkeden, içerde ve dışarıda saygın ve güçlü bir ülke konumuna gelmişti. Ancak; bugün Cumhuriyetimizin temeli olan kuvvetler ayrılığı ortadan kaldırılmış, tek adama dayalı parti devleti kurulmuştur. OHAL ARACILIĞIYLA TEMEL HAK VE HÜRRİYETLERİMİZ YOK EDİLMİŞTİR Darbe girişimi bahane edilerek karşı darbe gerçekleştirilmiş ve ilan edilen OHAL aracılığıyla temel hak ve hürriyetlerimiz yok edilmiştir. Milli servetimiz ve birikimlerimiz yağmalanmış, geniş halk kitleleri işsizlik ve yoksulluğa mahkum edilmiştir. Daha acı olanı ise, birlikte yaşama irademiz; ayrıştıran, kutuplaştıran ve ötekileştiren kimlik siyaseti ile aşındırılmıştır. Hiç kimse unutmasın bu ahval ve şerait içinde ülkemizin umudu kuruluşun ve kurtuluşun Partisi olan CHP Cumhuriyetin temel değerleri ve sosyal demokrasinin evrensel ilkelerinden ödün vermeksizin yoluna devam edecek, ülkemizi çağdaş uygarlığa taşıyacaktır. Hiçbir güç bizi bu kutsal davamızdan alıkoyamayacaktır. PARTİ ÖRGÜTÜNÜN HEDEF VE ÖNCELİKLERİ AŞAĞIDAKİ İLKELER OLACAKTIR Bu çerçevede; önümüzdeki dönemin Parti Örgütünün hedef ve öncelikleri aşağıdaki ilkeler olacaktır. 1-Tek adam rejimine son verilecek ve kuvvetler ayrılığına dayalı parlamenter sisteme geçilecektir. 2-Cumhuriyet ve demokrasinin temeli olan laiklik ilkesinden taviz verilmeyecek ne dinin siyasallaştırılmasına ne de siyasetin dinselleştirilmesine izin verilmeyecektir. 3-Din, vicdan ve inanç özgürlüğüne müdahalelere izin verilmeyecek, yaşamın her alanında adalet ve huzur sağlanacaktır. 4-OHAL derhal kaldırılacak, Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) yasama ve yargı denetimine alınacak ve 15 Temmuz hain darbe girişiminde bulunan FETÖ'nün siyasi ayağı kesinlikle ortaya çıkarılacaktır. 5-Yargının bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğü sağlanarak, tüm vatandaşlarımızın can ve mal güvenliği güvence altına alınacak, seçimler adil ve güvenli olacaktır. 6-Kürt sorunu eşit yurttaşlık temelinde, ulusal bütünlük ve toplumsal uzlaşı ile çözülecektir. 7-Çağdaş demokrasilerde 4. güç olarak benimsenen medya özgürlüğü sağlanacaktır. 8-Yüksek katma değerli kapsayıcı büyüme hedeflenecek, eğitim ve sağlık parasız, kaliteli ve ulaşılabilir olacaktır. 9-Herkes milli gelirden hakkını alacak, açlık ve yoksulluk sıfırlanacak, gelir dağılımı adaletini ve bölgesel kalkınmayı sağlamak devletin temel görevi olacaktır. 10-Tarımsal üretim planlanacak, ekilmeyen tarım arazisi kalmayacak, çiftçi desteklenerek ithalata karşı korunacak ve Türkiye tarımda tekrar kendi kendine yeten ülke konumuna getirilecektir. 11-Devlet şeffaf, tarafsız ve hesap verebilir olacak, kamuda tüm atamalar liyakata uygun yapılacak, yolsuzluk suçlarında zamanaşımı kaldırılacak, cezaları ağırlaştırılacak ve yolsuzluk yapanlardan hesap sorulacaktır. 12-Asgari ücret vergi dışı bırakılacak, taşeronların tümü kadroya alınacak, tüm kamu ve özel sektör çalışanlarına sendikalaşma özgürlüğü tanınacak, sendikalaşma özendirilecek, eşit işe eşit ücret uygulanacaktır. 13-Şehit aileleri ve gazilerimiz arasında uygulanan ayrımlar kaldırılacak, şehit aileleri ve gazilerimiz Milletvekillerine tanınan hak ve imkanlardan yararlanacak. 14-Kadınlara ve gençlere hayatın her alanında eşitlik sağlanacak, kadınlarve çocuklar şiddete karşı korunacak, şiddet uygulayanlara verilen cezalar artırılacaktır. 15-Engellilerin sosyal ve ekonomik hayata eşit katılımı sağlanacaktır. 16-"Yurtta Barış Dünyada Barış" ilkesiyle bütün komşularımızla ulusal çıkarlarımız gözetilerek iyi ilişkiler kurulacak, AB müktesebatına uyum sağlanacak, AB'ye tam üyelik hedeflenecektir. 17-Havamız, toprağımız ve suyumuz korunacak, denizlerimizin, ormanlarımızın ve tarım arazilerimizin yağmalanmasına izin verilmeyecektir. Cumhuriyet ve demokrasi, Laik ve çağdaş yaşam, Eşitlik, özgürlük ve dayanışma, Adalet ve Cesaret'le kurtarılacak, korunacak ve yüceltilecektir." |
Mükerrer imza krizi damga vurdu
CHP’nin “Adalet ve Cesaret” temalı 36. Olağan Kurultayı’na, ‘mükerrer imza’ krizi damgasını vurdu. Genel Başkan adaylığı için 165 imzalı dilekçesi ilk başta Divan Başkanlığı tarafından kabul edilen ve ‘genel başkan adayı’ olarak kendisine konuşma hakkı tanınan Yalova Milletvekili Muharrem İnce’ye imza verenlerin 48’inin ‘mükerrer imza’ attığı ortaya çıkınca kriz yaşandı. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun, mükerrer oyların kendisinin adaylık dilekçesinden çekilmesi yönündeki talebine, “Lütufla değil delege iradesiyle aday olurum” yanıtı veren İnce’nin, “mükerrer oy kullanan delegeler tekrar çağırılsın ve kime oy vermek istiyorlarsa ona göre tercih yapsın” talebi üzerine uzun süre genel başkanlık seçimine geçilemedi. Sorun Divan Başkanlığı’nın Kılıçdaroğlu ve İnce’yi aday ilan etmesi ile aşıldı.
CHP’nin Ankara Arena’da yapılan 36. Olağan Kurultayı’nın dünkü ilk gününde genel başkanlık seçimi yapıldı. Kılıçdaroğlu’nun açış konuşmasının ardından, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ‘oybirliğiyle’ Divan Başkanlığı’na seçildi.
Kurultayın açış konuşmasını CHP lideri Kemal Kılıçaroğlu yaptı. CHP’nin iki değerli yoldaşının kurultayda olmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, Deniz Baykal’a şifalar diledi. CHP’nin tutuklu milletvekili Berberoğlu’nun hakkın, hukukun ve adaletin olmadığı bir ülkede hiçbir somut gerekçe gösterilmeden, talimat üzerine hapishanede “siyasal rehin” olarak tutulduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, Berberoğlu’nun tutuklanmasının hiçbir bilgi ve belgeye dayanmadığını söyledi.
Kılıçdaroğlu, ‘”MİT TIR’ları ile ilgili belgeleri Can Dündar’a verdi diye gözlatına alındı ve iyi halden 25 yıla mahkûm edildi. Mahkeme kararı bozdu ama hâlâ içerde. Kimse şunu unutmasın, MİT TIR’larıyla ilgili tutanağı tutan hâkim savcı FETÖ üyesi olmaktan hapisteler. Şunu yargı camiasına sormak istiyorum; terör örgütlerinin tuttuğu tutanakta, terör örgütlerinin bildiği bir sır nasıl olur da devlet sırrı olur? Terör örgütüne devlet teslim edeceksiniz sonra kalkacaksınız, gözdağı vermek için Berberoğlu’nun tutuklatıp hapse atacaksınız. Açık ve net söylüyorum; istediğiniz kadar baskı kurun, üzerimize gelin, biz bildiğimiz yoldan dönmeyeceğiz. Çünkü biz Kuvayı Milliyeciyiz’’ dedi.
İki isim aday olamadı
Adaylık için Divan Başkanlığı’na başvurular başladı. Genel başkanlık için aday adaylıklarını ilan eden eski YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu ve eski İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal, adaylık için yeterli delege imzası toplayamadıkları için aday olamadı. Divan’ın açıkladığı sonuca göre; İnce’nin 165 imzası çıktı. Bunlardan 2 delege imzasını geri çekti. 48’inin ise mükerrer oy kullandığı anlaşıldı. Büyükerşen tüzük gereği bu 48 kişinin çağrılıp imzasının sorulması gerektiğini belirtti ancak Kılıçdaroğlu, “Bir adayın yarışa girmemesi bana uygun gelmemektedir. Mükerrer oyların diğer aday İnce’de sayılması talep ederim” diyerek divana başvurduğunu söyledi.
‘Ben lütuf istemiyorum’
Divanın konuşmasından sonra söz alıp kürsüye çıkan İnce, bu şekilde aday olmak istemediğini belirterek, “Bu AKP faşizminin CHP’ye bulaşmasıdır. Ben lütuf istemiyorum, adaylığım delegelerin özgür iradesiyle olsun istiyorum. 1972 kurultayında Ecevit ‘Ya öz- CHP’nin ‘Adalet ve Cesaret’ başlığı altında yapılan kurultayında, aday adayı İnce’nin 165 imzalı dilekçesinde 48 imzanın mükerrer olduğu anlaşıldı Kılıçdaroğlu kendisindeki mükerrer imzaların İnce için sayılmasını istedi, İnce ise ‘Lütufla değil, delege iradesiyle aday olurum’ karşılığını verdi 4 Yaşanan krizin ardından salonda kısa süreli gerilim yaşandı. Divan Başkanı, İnce ve Kılıçdaroğlu’nu aday ilan edince seçime geçildi 4 Mükerrer imza krizi damga vurdu İKLİM ÖNGEL Kurultay salonunda Kılıçdaroğlu ve İnce, eşleri ile birlikte yan yana oturdu. gür iradeli kurultay delegeleri olacaksınız ya da kapı kulları’ dedi. Bana imza verenleri baskı kurup mükerrer haline getireceksiniz, sonra da o mükerrerleri bana vereceksiniz, istemiyorum” dedi.
‘Emeğimi yedirmem’
“Siz bunu yeneceksiniz, bunu başaracaksınız buna eminim” diye salona seslenen İnce, bu noktaya duvarlara yaza yaza, köylerin tozlu yollarında yürüye yürüye, Gençlik Kolları’ndan bu yana çalışa çalışa geldiğini belirterek, “Emeğimi kimseye yedirmem. Ben emeğimi Erdoğan’a da CHP’yi yönetenlere de yedirmem. Önce CHP’de değişim sonra Türkiye’de değişim. Önce CHP’de devrim sonra Türkiye’de devrim. ‘Adalet kurultayı’ diyorsunuz, bana müzik çalmıyorsunuz, müzikte bile adaletiniz yok sizin. Cesaret diyorsunuz, dokunulmazlıklara evet oyu veriyorsunuz. Hepinizin gözü önünde oluyor bunlar, buna dur deyin” ifadelerini kullandı.
Selamlamanın ardından Büyükerşen, “İnce çekilmiş midir beyan etsin” çağrısı yaptı. Bu çağrı üzerine salondan “yuh” sesleri yükseldi ve İnce taraftarı bir grup kürsünün de bulunduğu alana çıktı. İnce’nin “çekilme” beyanında bulunmaması üzerine Büyükerşen mikrofonla birkez daha “Bir kere daha ilan ediyorum, iki genel başkan adayımız var” dedi. Bu arada sahne önü karıştı. Edinilen bilgiye göre Büyükerşen’in yanına giden İnce, “Bu, böyle ilan edilmez. Benim kimsenin lütfuna ihtiyacım yok” diye şikâyette bulundu. Divan Başkanlığı, Kılıçdaroğlu ve Muharrem İnce’yi aday olarak ilan etti. Mükerrer imzaların çekilmesinin ardından Kılıçdaroğlu 1130 delegenin imzasıyla aday gösterilmiş oldu. Tartışmaların ardından genel başkanlık seçimlerine geç saatlerde geçilebildi.
Salonda Maltepe Cezaevi'nde tutuklu bulunan CHP istanbul Milletvekili Enis Berberoğlu'nun isminin yazılı olduğu boş koltuk dikkat çekti...
Özgürlük ve adalet talebi pankartlarda
Kurultay salonu içinde ve dışında geniş güvenlik önlemi alınırken, caddeler trafiğe kapatıldı, salona girişlerde gerek basın mensupları gerekse vatandaşlar iki kez aramadan geçtikten sonra salona girebildi. Spor salonunun bahçesinde de CHP’li Çankaya ve Yenimahalle belediyelerinin kurduğu çadırlar içecek ve yemek dağıttı. İnce’nin bir çadır kurduğu bahçede, isteyen CHP’liler Muharrem İnce yazılı atkı aldı.
Kaftancıoğlu’na büyük alkış
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu salona giriş yapınca partililer tarafından alkışlandı. Genel Başkan aday adayı Muharrem İnce, eşi Ülkü İnce ile birlikte tribünleri selamladı. Bir süre sonra alana gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da eşi Selvi Kılıçdaroğlu ile birlikte partilileri karanfil atarak selamladı. AKP’nin kurultaya temsilci göndermeme kararı aldığı bildirildi. Salonun dört bir yanının CHP’nin tutuklu Milletvekili Enis Berberoğlu’nun fotoğraflarıyla birlikte “Özgür günler göreceğiz, bir gün mutlaka özgürlükte buluşacağız” sözleri yer aldı. Salonun bir köşesinde Mustafa Kemal Atatürk’ün resmiyle birlike “Benim iki büyük eserim var. Biri Cumhuriyet, diğeri de Cumhuriyet Halk Partisi’dir” sözü asılırken diğer köşesinde Kılıçdaroğlu’nun “CHP’li olmak bağımsızlık özgürlük yolunda mücadele etmek demektir. Bizim yolumuz bu onurlu tarihi yazanların yoludur” ifadeleri yer aldı. Salonda ayrıca “Hak, hukuk, adalet”, “Adalet güneş gibi doğacak”, “Hukuk bizimle birlikte gelecek”, “Tutuklu gazetecilere özgürlük”, “Emanetimiz Cumhuriyet, gücümüz halk”, “Barışı birlikte inşa edeceğiz”, “Özgür basın varsa özgür toplum vardır”, “Biz biriz, biz bütünüz, biz vatanseveriz”, “Değişimi ancak devrimcilik yapar” yazılı afişler asıldı. Kırmızı, beyaz ve mavi renklerin dikkat çektiği kurultay sonunda, CHP ilk kez lazer ışıkları kullandı.
Dev ekrandan gösteri
Kurultay başlamadan İzmir Marşı çalınırken CHP’liler de “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganları attı. Belli aralıklarda salondaki ekran görüntüsüne Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım’ın “Eyy Kılıçdaroğlu” sesiyle “Dinle” sözleri yansıdı. Her “Dinle” sesinden sonra, ekranda “Türkiye Avrupa’da PİSA sınavında, basın özgürlüğünde, kadın erkek eşitliğinde sonuncu. İş kazalarında birinci ülkeyiz. Dünyanın en pahalı benzinini kullanan, tarımda saman ithal eden, geçmediğimiz köprülere para ödeyen tek ülkeyiz” dendikten sonra “İyi ki varsın CHP” sözleri yer aldı. “Adalet” filminin gösterildiği salonda Kılıçdaroğlu’nun 15 Haziran 2017’de başlayan ve 9 Temmuz’da İstanbul’da noktalanan Adalet Yürüyüşü’nün sonunda yaptığı Maltepe Mitingi’ndeki konuşması verilirken, Adalet Yürüyüşü’nden görüntüler yer aldı.
‘Tek adam rejimine son verilecek’
Kurultayın ardından yayımlanan 17 maddelik Sonuç Bildirgesi’nde “Cumhuriyetimizin temeli olan kuvvetler ayrılığı ortadan kaldırılmış, tek adama dayalı parti devleti kurulmuştur. Darbe girişimi bahane edilerek karşı darbe gerçekleştirilmiş ve ilan edilen OHAL aracılığıyla temel hak ve hürriyetlerimiz yok edilmiştir. Milli servetimiz ve birikimlerimiz yağmalanmış, geniş halk kitleleri işsizlik ve yoksulluğa mahkûm edilmiştir. Hiç kimse unutmasın, bu ahval ve şerait içinde ülkemizin umudu, kuruluşun ve kurtuluşun partisi olan CHP Cumhuriyetin temel değerleri ve sosyal demokrasinin evrensel ilkelerinden ödün vermeksizin yoluna devam edecek, ülkemizi çağdaş uygarlığa taşıyacaktır. Hiçbir güç bizi bu kutsal davamızdan alıkoyamayacaktır” denildi. Bildirgenin ilk maddesi “Tek adam rejimine son verilecek” olurken, partinin öncelikleri arasında OHAL’e son verilmesi, yargının bağımsızlığı, Kürt sorununun toplumsal uzlaşı ile çözülmesi, medya özgürlüğü, yolsuzluk yapanlardan hesap sorulması gibi hedefler yer aldı.
‘Varlığınız yeter, CHP yeter’
CHP’nin tutuklu vekili Enis Berberoğlu, Maltepe Cezaevi’nden kurultaya gönderdiği mesajda “Beni bu dört duvar arasında hiç ama hiç yalnız bırakmadınız, hissettirmediniz. Sağ olun, var olun! Ne kadar gayret etsem de, içeriden dışarıyı takip etmek gerçekten zor. Bazen düşünüyorum. Mücadele içeride mi yoksa dışarıda mı daha çetin geçiyor diye. Kararsız kalıyorum. Çünkü bu güzel ülkede zalimlerle adalet ve özgürlük savaşçıları arasındaki kavga çok hassas bir dengeye oturdu. O sebeple partimin adalet adına attığı her adım, elde ettiği en ufak kazanım, beni sadece gururlandırmakla kalmıyor, özgürlüğüme biraz daha yakınlaştırıyor. Bu yüzden, ‘Enis için ne yapmalıyız?’ diye düşünmenize hiç gerek yok! Varlığınız yeter, CHP yeter! Üstelik sadece bana değil, Türkiye’ye yeter” ifadeleri yer aldı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.