Büyükakın çiftinden özel çocukların ailelerine umut

Büyükakın çiftinden özel çocukların ailelerine umut

Sanat İçin Ben de Varım Festivaline katılan Başkan Büyükakın ile eşi Figen Hanım, yaşadıkları süreçleri anlattı, özel çocukların ailelerine umut verdi

Kocaeli Büyükşehir Belediyesinin özel gereksinimli bireylere yönelik hayata geçirdiği ‘Sanat İçin Ben De Varım’ projesinin sanat festivali programı renkli görüntülere ev sahipliği yaptı. 16-29 yaş aralığındaki 160 özel gereksinimli bireyin yaklaşık bir yıl boyunca aldığı eğitimler ve sonucunda ortaya çıkarılan eserlerin kültür endüstri ürünlerine dönüşmesini sağlayan Sanat İçin Ben De Varım projesinin sanat festivali programı katılımcılardan tam not aldı. Programda söyleşiye katılan Başkan Büyükakın ile eşi Figen Hanım, özel çocuklarıyla yaşadıkları süreci anlatırken salonda bulunan ailelere, anne ve babalara umut aşıladı.

TANINMIŞ YAZAR, OYUNCU VE SANATÇILAR KATILDI

Kocaeli Kongre Merkezinde iki gün süren ‘Sanat İçin Ben De Varım’ festivaline pek çok tanınmış yazar, oyuncu, sanatçı, özel gereksinimli bireyler ve aileleri katıldı. Festivalin ikinci gününde gazeteci yazar Ersin Çelik moderatörlüğünde dijital medya öğrencileri Betül Macit, Muhammed Emirhan Güngör, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, eşi Figen Büyükakın ile aile üzerine söyleşi gerçekleştirdi. Söyleşide ilk soruyu Figen Hanıma yönelten Ersin Çelik’in, ‘’Engelli çocuğu olan ailelerin toplumdaki konumu, ailede eşlerin dayanışması nasıl olmalı?’’ sorusuna Figen Hanım, ‘’Kolay değil tabi. İlk başta çocuğunuzu kucağınıza aldığınızda, her şey yolunda giderken birdenbire tersine dönüş yapması öncelikle bizi hayal kırıklığına uğrattı. Siz de kimsenin sahip olamayacağı özel bir şey var. O özel bir şey size teslim ediliyor. Sizde o emanete en iyi şekilde sahip çıkmaya, kol kanat germeye, el üstünde tutmaya gayret sarf ediyorsunuz’’ dedi.

FİGEN BÜYÜKAKIN: EŞİMLE BİRBİRİMİZİ TAMAMLADIK

Eşlerin böyle durumlarda birbirinden destek alması gerektiğini ifade eden Figen Büyükakın, ‘’Her ikimizde o zaman araştırma görevlisiydik. Hep iyileşme umuduyla o süreci yönetmeye çalıştık. Tabii ki destek çok önemli. Ama biz o desteği hem birimiz birbirimizden güç alarak hem de ahiret harflerimizden destek bularak daha da kuvvetlendirdik daha da kenetli hale getirdik. Eşimle ailelerimizin destekleriyle daha da anlamlı oldu. Hep iyileşme umuduyla, hep daha iyiye ulaşma çabasıyla hareket ediyorsunuz ama iğneyle kuyu kazmak gibi bir şey. Normal bir anne babanın ötesinde bir performans gerekiyor. Eşimle birbirimizi tamamladık’’ açıklamasını yaptı.

‘’SABREDİNCE ALLAH DAYANMA GÜCÜ VERİYOR’’

Özel evlatlara sahip anne ve babaların neler yaşadığını çok iyi bildiğini ifade eden Figen Hanım, ‘’Yani çok zor şartlar altında o evlatları destekliyorlar. Bizzat yaşayanlar için nasıl bir sorumluluk olduğunu biliyorum. Aslında herkesin hayatında bir eşik var. Bir süre sonra dayanma eşiğiniz güçleniyor. Sanki bir süre sonra onunla yaşadıkça normalize eden bir taraf var. Bunu sezgisel olarak söylüyorum. Oğlum Mehmet 3 günlükken hastalandı, şimdi 24 yaşında. Sadece negatif yönleri olumsuzlukları değil, olumlu olan şeyleri de gördüğünüzde hayat biraz kolaylaşıyor. Ebeveynlere tavsiyem elinizden gelenin en iyisini yapmaya çalışın. En önemli kavramlardan biri sabır. Sabretmek gerekiyor. Bir şekilde Allah insana dayanma gücünü veriyor. Herkes kendi gerçeğini yaşıyor’’ ifadesini kullandı.

SÜRDÜRÜLEBİLİR EĞİTİM, YAŞAM VE DESTEKLEME MODELİ

Devlet kurumlarının bugün özel çocuklara ve ailelerine yönelik çok önemli işler yaptığına da değinen Figen Büyükakın, sözlerine şöyle devam etti; ‘’Büyükşehir Belediyesi çok güzel işler yapıyor. Ailelerin de birbiriyle yardımlaşması gerekiyor. Hep birlikte geniş bir aile olup sosyal yardımlaşma ve dayanışmayı artırmamız gerekiyor. Bu çocuklarımız geliştireceğimiz projelerle sosyal imkanlarla istihdam yollarıyla hayata bağlamalıyız. Sürdürülebilir bir eğitim, yaşam ve destekleme modeli ortaya koymak gerekiyor. Büyükşehir Belediyemiz geliyor, çocuğumuzu kapıdan alıyor, eğitim merkezine götürüyor. Sonra akşam teslim ediyor. Bu çocuklarımızın öğretmenleri de çok değerli. Öğretmenler fedakârsa biz bu çocukları kazanırız. Fırsat verdiğimizde neler yapabileceklerini görürüz.’’

İZMİT VE GEBZE’DE ENGELSİZ YAŞAM MERKEZLERİ

Türkiye’nin ilk ve tek otizmli radyocusu olduğunu ifade eden Sanat İçin Ben De Varım öğrencisi Muhammed Emirhan Güngör’ün, ‘’Engellilere yönelik başka projeleriniz olacak mı?’’ sorusunu yönelttiği Başkan Büyükakın, ‘’Tabii ki olacak. Şu anda hem İzmit merkezde hem Gebze'de yapımı devam eden engelsiz yaşam merkezlerimiz var. Sizlerin hayata katılmanıza imkân verecek şekilde istihdam kapısının açılması, ona yönelik uygun modelin oluşturulması, belki de önümüzdeki sürecin en can alıcı aksı olacak diye düşünüyorum’’ yanıtını verdi.

TARIK TUFAN: BİRBİRİMİZİ EĞİTMEYE BAŞLADIK

Programa Selahattin Yusuf ve Tarık Tufan’ın edebiyat söyleşisiyle devam edildi. Kendilerini böyle bir programda bir araya getirdiği için Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür eden Yazar Tarık Tufan, ‘’Genellikle bizim gittiğimiz etkinliklerde yaptığımız atölyelerde tek taraflı bir iletişim oluyor. Fakat buradaki arkadaşlarımızla yaptığımız atölyede bir şey fark ettim. Biz birbirimizi eğitmeye başladık. Birbirimizle etkileşimimiz sadece birinin ders vermesi birinin bir aktarımda bulunması değil, karşılıklı olarak birbirimizi besledik. Yani ben arkadaşlarımızın yanından ayrıldığımda kendi kendime şunu sordum; ‘Şu an ne hissediyorum, herhangi bir etkinlikten farklı olan nedir?’ Şunu fark ettim; İnsanı insan yapan derinde bir şey var. Bazıları buna benlik diyor. Herkes tek ve biricik bir varoluştur ve hiç kimsenin var oluşu bir başkasının varoluşuna benzemiyor’’ yorumunu yaptı. Yazar Selahattin Yusuf da katıldığı derslerde benzer duygular yaşadığını ifade ederek, ‘’Çok alıştığımız için insan zihnine normal diyoruz. İnsan zihnini tasnif etmek, tanımlamak kimsenin haddine değil. Filozofların dediği gibi insan zihninin hiçbir zaman dışına çıkamadığımız için onun ne olduğunu da bilemeyiz. Misafir olduğum edebiyat dersinde muhabbetin o ana kadar hiç tatmadığım kısmını tattım’’ dedi.

TİYATRO OYUNU VE ŞİİR KİTABI

Festivalin ilk gününün akşamında özel gereksinimli öğrenciler tiyatro oyunu sahneledi. Geçen yıl bu zamanlarda eğitimlere başlandığını belirten tiyatro öğretmeni Osman Doğan, 3 tiyatro hocası ve 5 atölye öğretmeniyle birlikte çok keyifli bir yıl geçirdikleri, yılın sonunda da hep beraber sahneye çıktıkları bilgisini verdi. Sanat için ben de varım projesinde eğitim alan özel gereksinimli öğrencilerinin yazdığı şiirler de kitap haline getirildi. Festivalde Edebiyat Seçki Kitabı İmza Etkinliği de yerini aldı. Etkinlikte öğrenciler yazdıkları şiir kitaplarını imzalayarak sanatseverlerle buluşturdu. Öğrenciler ayrıca yıl boyu öğrendikleri müzik enstrümanlarını icra ederek bireysel ve toplu olarak performanslarını sergiledi.

KAPANIŞI CEYDA DÜVENCİ YAPTI

Günün sonunda oyuncu Ceyda Düvenci’nin sunumu ile öğrenciler piyano, ritim ve koro alanında en sevilen türkü ve şarkıları çalıp seslendirdi. 2 gün boyunca devam eden festivalde gerçekleşen etkinliklerde bedensel engellilerin fiziki erişimi, işitme engelliler için işaret dili tercümanı, görme engelliler için ayrıca telsiz bağlantılı sesli betimlemeyle programlar tüm engel grupları için erişilebilir hale getirildi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.