"BİAT'TAN YEMİN-E" YENİ TÜRKİYE
CUMHURBAŞKANI YEMİNİ | |
DAYANDIĞI MEVZUAT | 07.1.1982 tarihli ve 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası |
RESMİ GAZETE TARİHİ | Halkoyuna Sunulmak Üzere Tasarının Resmî Gazetede İlanı: 20.10.1982-17844; Halkoyu Sonucunun Yayımlandığı Resmî Gazete Tarihi: 9.11.1982-17863 Mükerrer |
YEMİN METNİ | |
C. Ant içmesi MADDE 103. – Cumhurbaşkanı, görevine başlarken Türkiye Büyük Millet Meclisi önünde aşağıdaki şekilde andiçer: Cumhurbaşkanı sıfatıyla, Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma, Anayasaya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve inkılâplarına ve lâik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma, milletin huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerinden yararlanması ülküsünden ayrılmayacağıma, Türkiye Cumhuriyetinin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine and içerim (B.Zakir Avşar) |
"Saltanatın kaldırıldığı 1 Kasım 1922 günü Sultan Vahidettin’in Türkiye dışına çıkmasıyla birlikte 18 Kasım 1922’de Osmanlı Hanedanı’nın en yaşlı kişisi olarak Abdülmecit Efendi TBMM tarafından halife ilan edilmiş; durum Meclis Başkanı Mustafa Kemal Paşa tarafından kendisine bildirilmiştir. Abdülmecid Efendi bu teklifi kabul ettiğini ve Cuma selamlığına çıkıp, halifelere özgü kaftan giyip sarık saracağını bildirmiş; buna cevaben Mustafa Kemal Paşa’da hilafetin geleneksel törensel kıyafetlerini giyebileceğini; ancak askeri üniforma giyemeyeceğini ve kılıç kuşanamayacağını belirtmiştir. Nitekim 22 Kasım 1922 tarihinde Halife Abdülmecit Fetih Camii’nde ilk selamlık törenine çıkar ama kılıç kuşanamaz. Namaz sonrası Topkapı Sarayı Hırka-i Şerif Dairesi’nde biat merasimi düzenlenir ve bu biate Ankara Hükümeti’ni temsilen Refet Bele katılır62. Tarihimizdeki son biat töreni olarak kalan bu hadisenin önemi şuradadır: Bir geçiş dönemi olarak da görebileceğimiz 1922-1924 arasında, halife sadece manevi otoriteyi temsil eden bir figürdür ve dünyevi iktidarın temsilcisi ve siyasal güç anlamına gelen kılıç kuşanılmasına gerek biat esnasında gerekse sonrasındaki seremonilerde izin verilmez, ülkedeki en yüksek merciin, siyasal otoritenin Büyük Millet Meclisi ve Cumhuriyetin ilanı ile birlikte Cumhurbaşkanlığı olduğuna vurgu yapılır ve 3 Kasım 1924 günü hilafetin kaldırılmasıyla da bu defter de kapanır."
Kendi tarihimiz açısından bakıldığında “biat” ile hakimiyet mercii ve mülkün sahibi olarak tanrısal irade ve onun adına bu iradeye hakim olan, yürüten merci olan hükümdarlık müessesi öne çıkmış, hükümdara cülusu esnasında verilen sadakat sözü, diğer gelinen her görevde o hükümdar hayatta ve tahtta olduğu süre içinde geçerli olmuştur .
Sonuç Olarak;
İlk kez yabancı devlet başkanlarının katıldığı,diğerlerinden çok farklı,mütevazi bir törenle Cumhurbaşkanlığı'na çıkan reisimizi alkışlıyoruz.
Cumhurbaşkanımız çok yaşa!
Cumhurbaşkanımız çok yaşa!
Cumhurbaşkanımız çokyaşa!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.