BAUMİT TASARIM YARIŞMASI Genç ve cesur fikirlerle dördüncü kez buluşuyor

Modern çağda bireylerin sağlıklı, enerji verimli, güzel ve sürdürülebilir yapılarda yaşaması hedefiyle inovatif ürünler geliştiren Baumit, sektörde büyük yankı uyandıran ve bu yıl dördüncü kez düzenleyeceği Baumit Tasarım Yarışması ile yetenekli genç tasarımcılarla buluşmayı sürdürüyor. Başvuruların Dünya Mimarlık Günü kapsamında 7 Ekim’de başlayacağı yarışmanın bu yılki teması ‘MÜŞTEREKMEKAN: Öğrenciler İçin Sağlıklı Yaşam Alanı’ olarak belirlendi.

JÜRİ ÜYELERİ

Yarışmaya katılmak isteyen üniversite lisans öğrencileri projelerini 17 Mart 2025 tarihine kadar sunabilecekler. Mimar Ömer Selçuk Baz’ın Jüri Başkanı olduğu jürinin asli üyeleri; Mimar Banu Uçak, Mimar ve Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Funda Uz, Mimar Görkem Volkan, Mimar Hakan Demirel, Mimar Kurtul Erkmen ve Mimar Oğul Öztunç’dan oluşacak. Yarışmanın danışman jürisinde ise Yapı Biyoloğu And Akman, Baumit Türkiye CEO’su Mimar Atalay Özdayı ve Baumit Türkiye Pazarlama Müdürü Mimar Selin Tümer Ataoğlu yer alacak. Raportörler ise Baumit Türkiye Teknik Pazarlama Sorumlusu Mimar Bahar Dikensak ve Baumit Türkiye Pazarlama İletişimi Sorumlusu Balkı Özdinçler olacak.

YARIŞMA SONUÇLARI 26 MART 2025 TARİHİNDE AÇIKLANACAK

Katılımcıların sorularını yöneltmeleri için son tarih 27 Kasım 2024 olup, sorular 11 Aralık 2024'te yanıtlanacak. Yarışma sonuçları 26 Mart 2025 tarihinde açıklanacak ve kazanan projeler Nisan 2025'te düzenlenecek ödül töreni ve sergi ile taçlandırılacak.

“Genç ve yaratıcı zihinlerle geleceğin sağlıklı yaşam alanlarını şekillendiriyoruz”

Bu yıl dördüncü kez yapılacak yarışmayı değerlendiren Baumit Türkiye Pazarlama Müdürü Mimar Selin Tümer Ataoğlu; “Baumit olarak, ‘Sağlıklı Bir Yaşam Alanı” fikri etrafında barınma yaklaşımlarını önemsiyor ve her sene düzenlediğimiz yarışmamızla da bu konuya odaklanıyoruz. Çünkü yaşam alanları, bazen uzaklaşmak isteyip bazen de özlemle beklediğimiz, içinde anılar biriktirdiğimiz, kendimizi güvende hissettiğimiz yerler... Her anımızda var olan ve yaşamımızı şekillendiren bu alanlar, aynı zamanda sık sık kanıksadığımız ve üzerine pek düşünmediğimiz bir mekân olabiliyor. ‘Sağlıklı yaşam alanları’ derken fiziksel sağlamlık, konfor, ışık, sıcaklık, nem, ses ve sessizliği kastediyoruz. Aynı zamanda duyusal ve ruh sağlığını, komşuluk ilişkilerini, etkileşimi, bireysel alanı ve özgün yaşamı sürdürebilmeyi de önemsiyoruz. Ayrıca, yaşam alanlarının kentsel çevreye veya doğaya uyum sağlayabilme esnekliği de bizim için çok önemli. Bu kapsamda, bu yıl yarışmamızın temasını öğrencilerin yaşam alanlarındaki sorunları ve potansiyelleri en iyi şekilde dile getirebileceği ‘MÜŞTEREKMEKAN: Öğrenciler İçin Sağlıklı Yaşam Alanı’ olarak belirledik” dedi.

“ÖĞRENCİLERİ SÜRDÜRÜLEBİLİR KOLEKTİF YAŞAM MERKEZLERİ TASARLAMAYA DAVET EDİYORUZ”

Genç tasarımcıları yarışmaya katılmaya davet eden Selin Tümer Ataoğlu, ‘MÜŞTEREKMEKAN: Öğrenciler İçin Sağlıklı Yaşam Alanı’ teması altında işlenecek yarışmanın konusunu ise şu sözlerle açıkladı: “Öğrenci konaklaması, üniversite yaşamı içinde giderek kronikleşen bir sorun haline geldi. Bu soruna en iyi çözümü bulabilmek adına biz de bu seneki yarışmamızda öğrencilerden sağlıklı, sürdürülebilir ve paylaşımcı yaşam alanları tasarlanmasını istiyoruz. Katılımcılardan, mevcut yapıları kullanarak ya da yeni projeler geliştirerek kentle uyumlu, 60-80 öğrenci kapasiteli kolektif yaşam merkezleri tasarlamalarını bekliyoruz. Tasarımların sadece barınma ihtiyacını karşılamakla kalmayıp, öğrencilerin entelektüel ve sosyal paylaşımlarda bulunabileceği mekânlara nasıl dönüşebileceğine de çözüm üretmesini istiyoruz. Değerlendirme kriterlerimiz arasında yurtların kullanılmadığı yaz dönemlerinde kente katkı sağlayacak esnek kullanım çözümleri sunuyor olması da yer alıyor. Yarışmacılarımızdan tasarımlarını bireysel yaşamdan ortak alanlara kadar yenilikçi fikirlerle şekillendirmelerini bekliyoruz. Bu yıl da cesur ve yenilikçi yaklaşımları heyecanla bekliyor ve genç yetenekleri yarışmaya katılmaya davet ediyoruz. Bu yarışma vesilesiyle genç tasarımcıların fikirlerinin hem Türkiye’de hem de uluslararası arenada değer kazanmasına yardımcı olacağına inanıyoruz.”