Basına çok daha fazla ihtiyacımız var

Basına çok daha fazla ihtiyacımız var

21 Ekim Dünya Gazeteciler Günü’nü direniş yerinden kutlayan Adnan. Serdaroğlu, “Dünya basın emekçileri gününü kutluyorum. Çünkü onlara çok daha fazla ihtiyacımız var

DİSK Genel Sekreteri ve BMİS Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu tüm katılımcılara teşekkür edip her zamankinden daha fazla dayanışmaya ihtiyaç olduğunu kaydetti. Serdaroğlu’nun konuşması sık sık sloganlarla kesilirken o aralardan birinde BMİS Genel Örgütlenme Sekreteri Hami Baltacı’nın kulağına bir şeyler fısıldadığı görüldü.

YÜREKTEN SELAMLIYORUM

Slogan sonrası konuşmasını sürdüren 21 Ekim Dünya Gazeteciler Günü’ne değindi. Serdaroğlu, “Dünya basın emekçileri gününü kutluyorum. Çünkü onlara çok daha fazla ihtiyacımız var. Bu yaşanan hukuksuzlukları, yasadışılıkları ve insanlık ayıplarını daha objektif şekilde kamuoyuyla paylaşan bu dostlarımızı yürekten selamlıyorum” diye konuştu” diyerek gazetecileri alkışlattı.

 

GENEL MERKEZ TAM KADRO

Öte yandan basın açıklamasına BMİS’in genel merkez yöneticileri eksiksiz katıldı. Baltacı’nın yanı sıra Genel Sekreter Ali Gündüz, Genel Mali Sekreter Ali Gündüz ve Genel Eğitim Sekreteri Seyfettin Gülengül de HSK önündeydi.

Dilovası’nda çok kısa sürede ikinci bir basın açıklamasına ihtiyaç duyduklarını belirten Serdaroğlu, “Çünkü güzel ülkemiz hukuksuzluklar ülkesi oldu. Birilerinin oyuncağı oldu” dedi. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın sınırlarının belirlendiğini ancak bu sınırların aşıldığını kaydeden Serdaroğlu, “İnsan hakkı ve hukuku her geçen gün daha fazla tanınmamaya başladı” dedi.

İşyerleri hukuksuzluk yaptıkça onları teşhiri sürdüreceklerini kaydeden Serdaroğlu saldırıları püskürteceklerini ve mücadeleyi sürdüreceklerini dile getirdi. Serdaroğlu, “Bir ülkenin  eğer yönetimsel açıdan önemli yerleriyle oynamaya başlarsanız o ülkede artık düzen tutmaz. Herkes istediğini yapmaya çalışır. Yani bir kargaşa modeli ortaya çıkar. Bu ülkeyi yöneten anlayışta başından sonuna kadar bir hukuksuzluk almış başını gidiyor” diye konuştu. Serdaroğlu ayrıca şunları kaydetti:

 

7 aydır bu ülkenin, dünyanın insanları bir küçücük virüsle boğuşmak zorunda kaldı. Hala da devam ediyor. Bu virüs ne yazık ki birilerine daha fazla para kazanırım diye açgözlülüğü de, açgözlülük anlayışını da güçlendirdi. Yani pandemi çıkar meselesi olarak görülmektedir. Buradan istifade etmeye çalışan bir anlayış üzerimize çökmüş durumda. 7-8 aydır bas bas bağırıyoruz.

 

Ücretsiz izin normalde işçinin onayıyla uygulanmalıdır. Ama işveren onayına tabi tuttular. İşveren istediği gibi ücretsiz izine çıkartıyor, çıkartamaz. Özer Elektrik gibi, bazılarında yine hukuksal olmayan, insanlık ayıbı olan, işçileri sendikalaştı diye yüz kızartıcı suçtan tazminatsız attıkları yerler de oldu.

 

Hangi hukuksuzlukları, olumsuzlukları dile getireceğimizi şaşırdık artık. Kıdem tazminatıma yönelik saldırıyla karşı karşıyayız. Yarın komisyona gelen bir yasa var ve bu yasa kıdem tazminatına yönelik saldırının bir başlangıcıdır. 25 yaş altı ve 50 yaş üstü insanları işverenin iki dudağı arasına mahkum bırakacak bir çalışma şeklini yasallaştırmaya çalışıyorlar.

Korona fırsatçıları Hükümet’ten bahsediyoruz. Korona fırsatçıları; Cumhurbaşkanı’nın oluşturduğu kabinesi ne var ne yok işçilerin elinden almaya çalışıyor. Örgütlenmenin önünü kesmeye çalışıyor.

İçeride yasa dışı işler yapılıyor. Birileri yasayı tanımamazlık adına her türlü yasadışılığı yapıyor. Ne yapıyor, işçileri istifaya zorluyor. Fabrikaya getittirmemek istiyor. Olmadı işten atıyor. Olmadı ücretsiz izine çıkartıyor. Ücretsiz izin ne demektir biliyor musunuz ey işveren. Fabrikada çalışmanın durduğu zamanlarda başvurulması gereken son uygulamadır. Siz kısa çalışmaya göndermiyorsunuz. Fabrikada mesai yapılıyor. Taşeronları işin başına getiriyorsunuz. Buradaki işleri kaçak işçi çalıştıran yerlere taşıyorsunuz. Ondan sonra da çıkıp, ‘Benim işim azaldı bu arkadaşları ücretsiz izine gönderiyorum’ diyorsunuz. Bunların hesabı sorulur sizden. Bu TIR’ları buraya çekerek kendinizi saklayamazsınız.

 

İşçileri istifa ettirirken, baskı yaparken bir de yalan söylüyorsunuz. ‘Sendikanın yetkisi yok’ diyorsunuz. Arkadaşlarımız hep birlikte sana o yetki belgesini gösterdiler.

Sendika olarak artık önümüzdeki günlerde bu tür şeylerin karşımıza çıkacağını biliyor ve artık kılıcımızı keskinleştiriyoruz.

İstanbul SGK önünde emekliler ve EYT’liler ile ilgili DİSK-AR’ın tespitlerini paylaştık. Nereden bakarsanız tutarsızlık var. Kepçeyle veriyorlar, kepçeyle. Bunlarla ilgili DİSK olarak diğer konfederasyonlara da çağrı yaparak birlikte mücadelenin yollarını arıyoruz."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.