Aşıkken beyin olumsuz her şeye kapalı
Anadolu Sağlık Merkezi’nden Uzman Psikolog Selin Karabulut, aşkın sürekli bir coşku hali, gerçekleri abartma eğilimi olduğunu, pembelerin daha bir pembe, denizin daha bir mavi olduğu bir dönem olduğunu dile getirdi.
Aşkın sürekli bir coşku hali, gerçekleri abartma eğilimi olduğunu, pembelerin daha bir pembe, denizin daha bir mavi olduğu bir dönem olduğunu dile getiren Anadolu Sağlık Merkezi’nden Uzman Psikolog Selin Karabulut, “Aşık olduğumuzda kalbimizde neler olduğunu az çok biliyor ve hissediyoruz fakat beynimizde neler olduğunu bilmiyoruz. Aslında bu sorunun cevabına yönelik birçok araştırmanın sonucuna göre aşık bir beynin nasıl çalıştığı bilimsel olarak ortaya kondu” dedi.
Aşkın gözü gerçekten kör
Araştırmada bir grup gönüllünün MR cihazına bağlanarak, onlara ilk olarak sevdikleri kişinin, ardından da arkadaşlarının fotoğraflarını göstererek kan akışlarının izlendiğini anlatan Uzman Psikolog Selin Karabulut, “MR görüntüleri karşılaştırıldığında, tam da aşkın o deli dolu kimyasına uygun sonuçlar çıkıyor. Aşk, beynimizin bazı bölgelerini çalıştırıyor, bazılarını da komple kapatıyor” açıklamasında bulundu. Aşık olunan kişinin (aşk) ya da annenin bir fotoğrafına bakmanın (sevgi) beynin farklı noktalarını çalıştırdığını söyleyen Karabulut, “Örneğin aşık olduğumuzda, beynimizin olumsuzlukları gören bölümleri aktive olmuyor. Yani aşkın gözü gerçekten kör. Yine bir başka örnek, aşık olduğumuzda beynimizin muhakeme ve yargılama yapan bölümleri de çalışmıyor. Fakat aşk; beynimizde güven, inanç ve ödüllendirme fonksiyonlarını aktifleştiriyor” şeklinde konuştu.
Aşk tedaviye gerek olmayan bir hastalık
Aşık bir beyinde dopamin ve norepinefrin düzeylerinin arttığına dikkat çeken Uzman Psikolog Selin Karabulut, “Dopamin dikkat ve keyif seviyesini artırırken, norepinefrin ise heyecan ve enerji düzeyini artırıyor. Hatta uykularımızı kaçırıp bizi yemeden içmeden kesiyor. Çalışmanın en çarpıcı sonucu ise kuşkusuz şu: aşık bir beyindeki serotonin (mutluluk hormonu) seviyesi, saplantılı (obsesif kompülsif bozukluğu) kişilerdeki serotonin seviyesiyle aynı. Bu da şunu gösteriyor; aşk aslında saplantılı bir ruh halini de içinde barındırıyor. Yani aşk tedavi etmeye gerek olmayan ve hayatımız boyunca devam etmesini istediğimiz bir hastalık” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.