Aşı karşıtlığı hastalıkların yayılmasına neden oluyor!
Aşılamanın, kendimizi ve çocuklarımızı hastalıklardan korumak için yapabileceğimiz en önemli şey olduğunu dile getiren Prof. Dr. Nilgün Tekkeşin, insanların aşı olmayı bırakması halinde ise bulaşıcı hastalıkların hızla tekrar yayılmasının mümkün olduğu uyarısında bulundu.
Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi (İngilizce) Tıbbi Biyokimya Bölümünden Prof. Dr. Nilgün Tekkeşin, aşılamanın önemi ve aşı karşıtlığı hakkında bilgi verdi.
Dünya çapında başarılı aşı geçmişine rağmen, birçok siyasi parti ve dini grubun aşı karşıtı harekete katılarak aşıların bilimsel güvenilirliğini sorguladığını ve kökenlerini eleştirdiğini ifade eden Prof. Dr. Nilgün Tekkeşin, “Aşı karşıtı hikayeler, genellikle sosyal medya aracılığıyla çevrimiçi ve çevrimdışı olarak yayılır. İnternet, adeta komplo teorilerine dayalı hikayeler üretirken ‘zorla uygulanan hükümet ilaçları ve zorunlu tıbbi süreçlerle’ mücadeleye de davetiye çıkarıyor.” dedi.
Aşı ve sağlık bilgilerinin her zaman ulusal Sağlık Bakanlığı Aşı Portalı’ndan veya Dünya Sağlık Örgütü (WHO) gibi güvenilir kaynaklardan alınması gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Nilgün Tekkeşin, “Sosyal medyadaki aşı bilgileri bilimsel kanıtlara dayanmayabilir ve çocuğunuzu ciddi bir hastalık riskine sokabilir. Mevcut tüm kanıtlar bize aşı yaptırmanın aşı yaptırmamaktan daha güvenli olduğunu söylüyor.” şeklinde konuştu.
“AŞILAR HER YIL DÜNYA ÇAPINDA MİLYONLARCA ÖLÜMÜ ÖNLER”
Aşılamanın, kendimizi ve çocuklarımızı hastalıklardan korumak için yapabileceğimiz en önemli şey olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Nilgün Tekkeşin, “Her yıl dünya çapında milyonlarca ölümü önler. Tanıtıldığından beri uygulanan aşılar ile milyonlarca insanı öldüren veya sakat bırakan çiçek hastalığı, çocuk felci ve tetanos gibi hastalıklar ya ortadan kalktı ya da artık çok nadir görülüyor. Kızamık ve difteri gibi diğer hastalıklar, aşılar tanıtıldığından beri her yıl çok düşük sayıda vakaya düştü. Ancak, insanlar aşı olmayı bırakırsa, bulaşıcı hastalıkların hızla tekrar yayılması mümkündür.” uyarısında bulundu.
Çocukların yüzde 95'inin KKK aşısı olması halinde, kızamığın tamamen yayılmasının durdurulacağını da dile getiren Prof. Dr. Nilgün Tekkeşin, “Ancak, insanların yüzde 90'ından azı aşılanırsa kızamık, kabakulak ve kızamıkçık hızla tekrar yayılabilir. En iyi korumayı sağlamak için herkes aşı takvimlerini güncel tutmalıdır.” ifadelerini kullandı.
AŞILAR BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ EĞİTİYOR…
Aşıların nasıl çalıştığına da değinen Prof. Dr. Nilgün Tekkeşin, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Aşılar bağışıklık sisteminize sizi hastalıklardan koruyan antikorları nasıl üreteceğini öğretir. Bağışıklık sisteminizin bunu aşı yoluyla öğrenmesi, hastalıkları yakalayıp tedavi etmekten çok daha güvenlidir. Bağışıklık sisteminiz bir hastalıkla nasıl savaşacağını öğrendiğinde, size genellikle ömür boyu koruma sağlayabilir. Aşı yaptırmak, ‘sürü bağışıklığı’ yoluyla tüm topluluğa da fayda sağlar. Yeterli sayıda insan aşılanırsa, hastalığın aşı olamayan kişilere yayılması daha zordur.”
YANLIŞ POLİTİKA, TIBBI YENECEK Mİ?
Bazı ülke veya eyaletlerde aşı erişimini sınırlayacak, okullarda ve işyerlerinde aşı muafiyetlerini teşvik edecek yasa tasarılarının hazırlanmaya çalışıldığına işaret eden Prof. Dr. Nilgün Tekkeşin, “Maske takma ve aşılarla ilgili halk sağlığı zorunluluklarını ortadan kaldırmaya çalışıyorlar. Herkesin kendi sağlık kararlarını verme fırsatına sahip olması, sorumluluğunu alması ve sonuçlarına katlanması gerekliliğini savunan ‘Tıbbi özgürlük’ hareketi güç kazanırken, çocukluk aşılama oranları düşmeye devam ediyor. Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri'ne (CDC) göre, Amerika’da, ebeveynleri tarafından aşı yaptırmaktan vazgeçen anaokulu öğrencilerinin oranı 2022-2023 okul yılında yüzde 3'lük yeni bir zirveye ulaşmış durumda ve bu da halk sağlığı uzmanlarını endişelendiriyor. Artan aşı karşıtlığı, geçen yıl düşük aşılama oranlarına sahip topluluklarda maalesef kızamık salgınına yol açmıştır.” dedi.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.