AP’li babam Deniz Gezmiş’i Robin Hood gibi anlattı
Muhafazakar babanın sosyalist çocuğu eğitimci Sinan Kol, “Tüm haberler onunla başlardı” dediği Deniz Gezmiş’i çocukluğunda, Adalet Partili babasına, “Deniz’de mi gezer?” diye sormuş: İktidara gelirse zenginden alır, fakire verir.
Ülkemiz solu, özellikle sosyalist solu ülkemize damgasını biri evrensel, diğeri ulusal iki kuşakla, efsanevi 1968 ve 1978 kuşakları ile duyurdu. 1968’de dünyanın pek çok ülkesinde yaşanan ve ülkemize de yayılan öğrenci olayları ve bu tarihle simgelenen 68 kuşağı, bizde farklı bir şekle de büründü. Avrupa’daki olaylardan farklı olarak ülkemizdeki devrimci gençlik eylemleri, kendisine tarihi bir miras olarak, “Türk Kurtuluş Savaşı ve Atatürk”ü seçti.
1978 KUŞAĞI MI, 1977 KUŞAĞI MI?
Bir diğer kuşak 1978 kuşağına dönüp baktığımızda ise, aslında o yılla özdeşleşen bir vaka yok. 1968 kuşağının devamı olan 1978 kuşağına, 10 yıl eklenmiş. Bir görüşe göre aslında 1978 kuşağı değil, 1977 kuşağı. Çünkü Türkiye’yi 12 Eylül 1980 askeri darbesine götüren süreç, 01 Mayıs 1977’deki Taksim Meydanı. Biz dizimizin bugünkü bölümünde her iki kuşağı da ağırladık. Gazetemiz kurucusu, 1968 kuşağı merhum İsmail Kadı’yı yeğeni, 1978 kuşağı eğitimci Sinan Kol’un anılarıyla, ağırladık:
AYDINLIK HAREKETİNDEN
1985 YILINDA AYRILDIM
- 12 Eylül öncesi siz günümüz Vatan Partisi ideolojisine yakın Aydınlık hareketine sempati duyarken İsmail Kadı Devrimci Yol akıma ilgi duyuyordu. Bu dönemde ilişkileriniz nasıldı?
- Evet o dönemlerde çok sayıda sol siyasi akım vardı. Her konuda beraber olmamıza rağmen ideolojik olarak farklı düşünüyorduk. Bu bizi daha dinamik tutuyordu. Bol bol tartışmalarımız oluyordu. Anlaşamıyorduk. Anlaşamadığımız konuda birlikte aynı kitapları okuyor, bir yerde buluşmaya çalışıyorduk. 12 Eylül darbesinden sonra daha çok birlikte olmaya ve geçmişe özeleştiri yapmaya başladık. Daha sağlıklı düşünmeye geçmiş hatalarımızdan ders çıkarmaya doğru olanlardan daha bir gurur duyma hazzına ulaşmaya çalışıyorduk. Adı geçen gazeteye ilgim 1984-1985 yıllarına kadar sürdü. Sonra da bu düşünce beni kapsamıyor ve düşüncelerimi yansıtmıyor diye ilgim azaldı. Sonuç olarak bu düşünce akımından ayrılmış olduk. Üniversite yıllarımızdan arkadaşlarımızın bu özeleştiriye tanıklıkları vardır.
ŞİMDİ UTANDIĞIM SIĞ
BİR DÜŞÜNCE: KROKİLER
- Dönemin Aydınlık Gazetesi devrimcilerin evlerinin krokilerini yayınlamıştı. O süreçte ne düşünmüş idiniz, bugün itibariyle düşünceniz nedir?
-O tarihlerde Aydınlık Gazetesi’nde bir yazı dizisi vardı. Çok ses getirmişti. Gerek sol çevreler gerek diğer basın kuruluşları bu konuyu hep gündemde tutuyordu. Tabi ki kendi ideolojik beğeninize sahip gazetenin okuru olarak endirektte olsa taraf gibi oluyorsunuz.
Başlangıçta eleştirileri çok algılayamadık. Bu adresler Devletin resmi kurumları tarafından biliniyorsa gazetede yazmanın ne sakıncası var gibi gelmişti. Tabi ki başkalarının özelini paylaşmak gibi basit algılıyorduk olayı. Hani herkesin kimliği varsa adresi bellidir gibi şimdi “utandığım” sığ düşüncenin etkisinde kalmıştık.
Yanlış hem de çok yanlıştı. Kontrgerilla, eli silahlı ne idüğü belirsiz emperyalizmin emrindeki çeteler devrimci avındaydı. Faşizm tarafından 12 Eylül’e kadar koruma altına alınmış gibi yaptığı her eylem haklı bulunuyordu. Kısaca yazı dizisinin kabul edilir, savunulur tarafı yoktu.
HABERLER HEP DENİZ
GEZMİŞ İLE BAŞLARDI
- Muhafazakâr ailenin sosyalist çocuğusunuz. Siyaset genetik değil ama Karadeniz’de sıklıkla rastlanan bir vaka. Değerlendirir misiniz?
- Babam siyasetle çok ilişkili değildi. Aileden gelen gelenekçi sağcıydı. Dedelerim Demokrat Partili babam Adalet Partili. Babamın geçim sıkıntısı vardı. Dahası çocuklarını okutmak, daha iyi yaşamları olsun diye kendini feda etmiş bir kişiydi. Biz 15-16 yaşlarına geldiğimde babamın radyo dinlediğine, kendine göre yorumlar yapmaya başladığına tanık oluyorduk. Haberler hep Deniz Gezmiş ve arkadaşları ile başlardı. Ben anlamazdım Deniz Gezmiş ne demek. Babama sorardım. Çoğu kez geçiştirirdi. Başka şeyler anlatırdı.
ORMANA ÇIKAR DENİZ
GEZMİŞ’İ BEKLERDİM
- Babanızın Demokrat Parti ve Adalet Partili olduğunu kaydettiniz. Deniz Gezmiş’e dair değerlendirmesini tekrarlar mısınız?
- Yani belki babam da çok bilmiyordu olayları. Çünkü sıkıntıları ve kaygıları vardı. Bir akşam babam haber dinlerken ben yine sordum. “Baba bu Deniz Gezmiş kimdir, ne iş yapar, hep denizlerde mi gezer” diye. Bana “oğlum Onun adı Deniz Gezmiş, denizlerde gezmez Üniversitede okur, fakirleri sever eğer o başa geçerse zenginlerden alıp fakirler verecek, sen de derslerine çalış oralarda okuyacaksın” dedi.
O günden sonra her akşam hava kararmak üzere evin yakınındaki ormana çıkar Deniz Gezmiş’i beklerdim. Gelecek bize de yardım edecek diye.
Böylece bende Deniz Gezmiş aşkını babam başlatmış oldu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.