ACILAR VE GERÇEKLER!
Kirlenmişliğin, ikiyüzlülüğün tüm ayrıntılarını ibretle izliyoruz.
Bir ülkenin, bir toplumun bölünmüşlüğü ancak böyle günlerde belli olur.
Basın bu kez Soma sınavıyla karşı karşıyadır.
Yandaşlığın halini tekrar etmeye gerek yok.
Artık bilmeyen kalmadı.
Şimdi ise önemli ve gerekli olan Soma’da gerçeklerin ortaya çıkartılması, saptırmaların, gizlenenlerin, maden ocağında yaşanan gerçeklerin gerek maden işletmecisi, gerekse hükümetin tutumunu açık ve net bir şekilde ortaya konulmasıdır.
Aksi halde tehlike ve öfkenin, kızgınlığın, yalan yanlış haberlerle, eksik bilgilerle olayı saptırmak isteyenlere koz verecek, yanlışlara yol açacak.
Böyle bir günde bu tür konuları konuşmak ve tartışmak insanın içine sığmıyor.
Dünya, bilgi toplumu olma yolunda hızla ilerliyor.
Bizdeki görüntüler ise her şeyi kadere bağlama alışkanlığı tüm hızıyla devam ediyor.
Yoksul ölür kadere bağlanır, varlıklı ölür en ince ayrıntıya kadar araştırılır!
Birkaç gün önce ayrıntılı bir Türkiye analizi okumuştum.
Türkiye’de üç ayrı ülke görüntüsü olduğu öne sürüldü.
Birinci bölge Avrupa yaşam tarzı, ikinci bölge Afganistan Pakistan benzetmesi, üçüncü bölgede Somali gibi yakıştırmada bulunulmuş.
Bu kadar eşitsiz gelir dağılımının olduğu bir ülkede yapılan benzetmeler çok şaşırtıcı değil.
Birkaç yıl önce Afganistan’ın 1960’lı yıllarının görüntülerini izlemiştim.
Modern bilgi toplumu olma yönünde ilerleyen görüntüler vardı.
Bugünkü Afganistan’da kadının üretime katılımı engellenmiş durumda.
Bir ülke bir günde dönüşmüyor.
Önce eğitim sistemi mahvediliyor, daha sonra köleleştiriliyor.
Soma’da yaşanan maden faciası takdiri ilahi olarak sunulmaya çalışılıyor.
Allah insana akıl vermiş, zeka vermiş, tehlikeyi gördüğün zaman önlem al demiş.
Bunlar insanların aklıyla, zekasıyla alay ediyor.
İş eninde sonunda birkaç garibanın sırtına yıkılırsa hiç şaşmayın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.