7 Mart'ta bitirmeseydik hiç hak alamadan dağıtılacaktık

7 Mart'ta bitirmeseydik hiç hak alamadan dağıtılacaktık

Süleyman Akyüz ülkemiz emek hareketinde yer edinen Flormar direnişinin niçin 8 Mart'ın arifesinde sonlandırdığını açıkladı: "İşveren mahkemenin vereceğinin üstünde, herkesin hakkını ödemeyi kabul etti, '7 Mart'ta hepsi gidecek. Biri dahi kalmayacak" dedi

2-698.jpg

 

** Petrol-İş Sendikası Genel Başkanı Süleyman Akyüz, 297 gün süren Flormar direnişinin niçin 8 Mart’a bir gün kala sonlandığını anlattı. “Niçin 5-6, niçin 8-10 Mart değil de 7 Mart” sorusunu özetle, “130 işçiye mahkemenin de üstünde, toplam 7 milyon TL ödendi. İşveren, ’08 Mart’ta bir kişi dahi kalsın istemiyorum’ dedi…diye yanıtladı

 

 

 

15 Mayıs Salı 2018 – 07 Mart 2019..

297 günlük bu zaman diliminde ülkemizde 1980 askeri darbesi sonrası yaşanan en uzun soluklu işçi direnişlerinden biri yaşandı. Gebze OSB’de kurulu Flormar’da Petrol-İş Gebze Şubesi’nin örgütlenmesi sonrası başlayan kıyım anında direnişe dönüştü. Birinci yılına doğru giderken, 08 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ne bir gün hatta saatler kala, sonlandırılması kararlaştırıldı ve sonlandı..

Süleyman Akyüz..

Günümüz Petrol-İş Sendikası Genel Başkanı Süleyman Akyüz, işyeri temsilciliğinin ardından aktif sendikacılıkta bir üst basamağa 2004 yılında Gebze Şube Başkanlığı’na seçilerek sıçradı. Gebze Şube Başkanlığı’na seçildikten birkaç yıl sonra Gebze Sendikalar Birliği sözcülüğünü de üstlendi. İkisini birlikte 2019 yılında Dünya Barış Günü’ne denk gelen 1 Eylül’e kadar sürdürdü. O gün Petrol-İş Sendikası Genel Başkanlığı’na seçildi..

O SÜRECİ ANLATTI

Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesi gerek Akyüz öncesi gerek Akyüz dönemi ve sonrası Gebze’de çok sayıda grev ve direnişle, mücadeleyle anıldı. GSB bileşeni olarak diğer grev ve direnişlerin de destekçiliğini, sınıf mücadelesi içinde sürdürdü. Başkan Akyüz döneminin en çok konuşulan icraatı ise Flormar direnişi ile birlikte direnişin bitiş tarihi oldu: “O direniş niçin 7 Mart’ta, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ne bir gün kala bitti. Bir gün daha süremez mi idi?”

Akyüz o süreci ilk defa Gebze Yeni Haber’e, “Hava Kurşun Gibi Ağır”a konuk olarak anlattı.

 

MECLİS BAŞKANINA KADAR GİTTİM

Murat Özveri, davalarımıza bakın avukat. Son zamanlarda çadır sorunumuz, orada durma sorunumuz çıktı. Son günlerinde ben dönemin Meclis Başkanı’na kadar gittim. Siyasi partilere gittim. Vali ile görüştüm, Kaymakam ile devamlı görüşüyoruz. Son zamanlarda, belki siz de kaçırmışınızdır, arkadaşlarımızı gölgeden güneşe geçiremedik, o soğuk havada. ‘Geçemezsiniz’ diye baskı yapmaya başladılar. ‘Bu iş bitsin, kaldırılsın’ diye baskılar arttı. Tabi, o bizi yıldırmadı. En son olaylarla dağıtabilirlerdi orayı. Eğer orası dağılsaydı, bu geldiğimiz sonuç olmazdı. Dava bitiyor mu, ne oldu, bitmiyor.

06 Mart’ta Murat Özveri aradı. Ben burada, merkezdeyim. Sözleşme var. Özveri, ‘Başkan, akşam buluşalım. Gelişme var’ dedi. Gittik, ‘Nedir gelişme?’ dedik. Gelişme şu: Eğer bizim mahkemelerimiz, 130 kişiye yakın mahkeme var, ama bunlardan biliyoruz ki birçok işçi işi kendisi bıraktı. Hiçbir hakkı yok.

Ondan sonra diğerleri içeride bir duruş, bir olay yaptılar. Bir grup öyle çıkardılar, onu da öyle tespit ettirdiler. İşveren her türlü hileleri yaptı.

Bizim orada belki kazanacağımız mahkeme çok azdı.

TAZMİNATLARINI ALACAK, İHBARLARINI ALACAK

Murat Özveri dedi ki, ‘Arkadaşlar tazminatlarını alacak. İhbarlarını alacak. Onun üzerinden mahkemenin vereceği en üst düzeye, bir ay daha ekleyip üzerine verecek.’

Şimdi sana söylüyorum. Davamız ne? Zaten geldik, 60 – 63 kişeye kadar düştük. Önümüz bayram. ‘Bayramdan sonra gelmeyeceğiz’ diyenler çok. İş kalacak birkaç kişiye ve marjinalleşecek tabi.

Dedik ki, durum böyle. Ben, ‘Bunun kararını ben vermiyorum’ dedim. Çağırdım yönetimimi. Şivan (Kırmızıçiçek) vardı, Eyüp (Akdemir) vardı.. Böyle böyle durum var. Hatta Şivan da dedi ki, ‘Başkan. Çok iyi nokta’ dedi.

‘Ben yarın (07 Mart) yine genel merkeze sözleşmeye gideceğim. Yarın bütün işçiyi akşam sendikaya toplayın. Murat Özveri de gelecek. Açıklama yapacak.’

Geldik biz. Tabi orada ne döndüyse o akşam, bize bir şeyler söyledi. Geldi bazı gruplar geldi, ‘Devam edin’ falan dedi.

Ben şimdi sana soruyorum. Mahkememiz bitse.. Zaten bitmeden bizi orada durdurmak istemiyorlar. Mahkeme ‘bitti.’ Bizi orada tutarlar mı?

Mahkemenin en üst üstünden başka bir karar çıkma şansı var mı? Yok.

 

7’sinin akşamı millet toplanıyor. Bütün işçi orada. Bu sefer o dışarıdakiler de geldi, eyleme katılmayanlar. 100’ün üzerinde işçi var sendikada.

GİDECEK VALİ’YE, HÜKÜMET’E

Murat Özveri durumu anlattı. Sonra ara verildi, ardından salona ben girdim: ‘Arkadaşlar. Olay bu. Bak ne diyor. Bir kişi devam ederse ben mecburum devam etmeye. Vermeyecek adam. Ama ne yapacak adam. Gidecek Vali’ye ya da Hükümet’e: ‘Bak ben bunlara imkan sundum. Bunlar kabul etmedi. O zaman dağıtın burayı. Şimdi mahkemenin kararı, en üst kararı tanımıyorsan sen tanımıyorsan, senin amacın ekmek değil. Sen macerasın. Macera isen, ben seni tanıtırım.

Ben yöneticiyim. Benim amacım senin (işçinin) ekmeğini korumak. Orada 100 kişiye yakın insan, hiçbir şey alamayacak.

7 milyon TL’ye yakın para, 130’a yakın insana; kıdem, ihbar, 6+1 aylık maaş, aldık. Zarar çeken sendika olarak benim. 1 milyon 300 bin TL zarar etmişim. Ben ona bakmam. Sınıfsal mücadelede ona bakılmaz. Yaptık. Ama orada bir aylık işçi de o parayı aldı, 10-12 yıllık işçi de.

Gerekçe. Tekrar söylüyorum, ‘Bir tanesi olmazsa…’

Dedim ki, ‘8 Mart, öğleden önce. Gidelim bir alkışlayım. Çıkalım, gidelim’ dedim.  ‘Yook’ dedi.

O zaman dedim, bu çocukların şevki kırılmasın diye 8 Mart etkinliğini, malum salonda yaptık.

Salonda maruz kaldığımız muamele de farklı. Kimse, bu işlerin şovuna…

BUNUN VEBALİNİ TAŞIYACAK MISIN

Ben dedim Şivan’a da, ‘Bunun vebalini taşıyacak mısın?’

Aynen şunu söyledi: ‘Senin aldığın para helal mi?’

Şivan benim canım ciğerim. ‘Ne oldu başkan?’ dedi.

‘Sen 10 ay orada durdun, değil mi? Senin burada işini kim yaptı? Senin işin yok muydu? Her başınız ağrıdığında geldik…. 10 ay sen orada durduysan o zaman burada işin yok. Git evinde otur. Orası bir örgüt, sendika. Senin işini biz yaptık.

Şimdi bu insanların ekmeğiyle.. Bir gün izinsiz. Ne yapacaksan yap.

O akşam dediler ki, ‘Oylama yapalım.’

Dedim, ‘Siz bilirsiniz. Uyacak mısınız, uymayacak mısınız?’

Oylamada 21 kişi, ‘Devam etsin… Zaten bir kişi istemese bile olmuyor, bana niye oylatıyorsun ki.

Oylama öncesi, çoğunluğun kararının azınlığı bağlayacağı konusunda anlaşıldı. Onlar karar verdi ve o yüzden sesi çıkmadı adamların.

Parayı alıyorsun. Cebine indiriyorsun. Sandık öncesi alınan karara biri uymayıp, ‘Benim davam devam ediyor’ dese yine olmuyor. Ama böyle bir olumsuzluk yaşanmadı…”

aktan-uslu-ileee.jpg

40 YIL HENÜZ DOLMASA DA…: Gebze emek hareketinin ülkemiz emek hareketine kazandırdığı değerlerden Süleyman Akyüz ile hukukumuz, Gebze Şube Başkanlığı’na seçildiği 2004 yılına kadar uzanır. Bu 16 yıllık süreç ve bu süreçte emek hareketine olan duyarlılığın getirdiği yakınlık ile bu röportaj bir sendikanın genel başkanı ile bir gazeteci röportajından öte bir arkadaş sohbetine dönüştü. Biz de o dile, haber dili çeşitliliği ve zenginliği olsun diyerek, redaktede çok zeval getirmedik. Akyüz röportajın sonunda sendikanın 70’nci kuruluş yıldönümü için hazırlanan fincan takımından hediye etti.

 

 

7 Mart’ta bitmeseydi hiç hak

alamadan dağıtılacaktık…

 

“Şimdi adamın (işveren) şartları şu..

Özellikle söyledim. Dedim ki, ‘Arkadaş. Bari 8 Mart sonrası yapalım.

Adamın şartı şu.

Ben iki hafta önce Valiliğe gittim. Valiliğin sekreteri bana isimlerini söylüyor. Cem bilmemne…

Dedim, ‘Bir dakika yaa, sen ezberlemişsin bunları.’

Çünkü niye? Her hafta oradaydılar. Baskı yaptı çünkü. Adamın şartlarına bak:

Bir: Bu hakları veriyorum ben. Bir kişi kabul etmezse dahi, kabul etmiyorum.

Yüzde 100 oran istiyor. Yüzde 100 oran olma şansı var mı? Var orada cengaverler. Biri ‘hayır’ der. Adam o bir kişiye de, ‘Hayır’' diyor.

İki: Bugün (07 Mart akşamı) olaylar bitecek.

Dedim ki, ‘8 Mart…’…

‘Hayır, bugün bitecek’ diyor. 8 Mart’tan haberi var. Fabrika önünde ‘şov’ yapılmasını istemiyor.

Üç: Fabrikanın önünde hiçbir şey olmayacak.

Böyle üç dört karar dayattı. Şimdi baktığında olaya, ne diyeceksin Allah aşkına? Bir kişi kabul etmezse… Bir taraftan bazı gruplar da devam edilsin diye baskı yapıyor.”

 

 

Kılıçdaroğlu da geldi

Yaman ve Eryarsoy da

Flormar direnişçileri direniş boyunca çok renkli konuklar ağırladı. Protokol sıralamasına koyacak olursak en üst düzey ziyaret ana muhalefetin lideri, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ziyareti idi.

En ilginç ziyaretler; AKP heyetlerinden oldu. AKP Kocaeli Milletvekili Cemil Yaman ve AKP İl eski Başkanı Avukat Abdullah Eryarsoy’dan oldu. Kocaeli’de grev ve direniş yolu bilmeyenler, Flormar direnişçilerine konuk oldu.

En renkli konuk AHBAP Genel Başkanı sanatçı Haluk Levent..

En ses getiren etkinlik Müfit Can Saçıntı’nın da katıldığı Nazım Hikmet Kültür Merkezi organizasyonu ile dayanışma gecesi..oldu.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.