2024’ün Tehlikeli Fenomeni: Beyin Çürümesi
Oxford Sözlüğü’nün 2024’ün kelimesi seçtiği “brain rot” (beyin çürümesi), sosyal medyanın gereksiz ve aşırı kullanımı sonucu oluşan zihinsel bulanıklığı ifade ediyor. Peki bu durum bireyleri ve dolayısıyla şirketleri nasıl etkiliyor?
Brain rot, yani beyin çürümesi kısaca; önemsiz içeriklerin aşırı tüketimi sonucu zihinsel ve entelektüel durumun bozulması olarak tanımlanıyor. Beyin çürümesi, özellikle sosyal medyada maruz kalınan gereksiz ve faydasız içeriklerin verdiği zarar olarak da adlandırılabilir. Bu kaçınılmaz fenomen henüz yolun çok başında olduğu için hasarı tespit edilemiyor, ancak yakın gelecekte insan zihni için olumsuz bir tablo çiziyor.
BEYİN ÇÜRÜMESİ ZİHNİ NASIL ETKİLİYOR?
Acıbadem LifeClub Sağlık Hizmetleri’nden Uzm. Klinik Psikolog Cansu Karaman, beyin çürümesinin zihin üzerindeki etkilerini şöyle anlattı: “2024 yılının kelimesi seçilen "brain rot" (beyin çürümesi) terimi, dijital çağın ve sürekli akan bilgi akışının insan zihni üzerindeki olumsuz etkilerini tanımlayan güçlü bir kavram olarak ortaya çıkmıştır. Aslında bu terim, tıbbi bir tanım değil, zihinsel bozulma, tükenmişlik ve bilişsel gerileme gibi durumları anlatmak için kullanılan bir metafordur. Başlangıçta beyin işlevlerinin bozulmasını ifade etmek için kullanılan "brain rot" kavramı, zamanla dijital medya ve sosyal medyanın insanların düşünme yeteneği, odaklanma gücü ve zihinsel kapasitesi üzerinde yarattığı olumsuz etkileri tanımlamak için kullanılmaya başlanmıştır.
Dijital dünyanın hızla değişen yapısı, sürekli içerik akışı ve anlık uyarılar, insan zihnini şekillendiriyor ve giderek daha yüzeysel, kısa süreli bilgi tüketimine neden oluyor. Sosyal medyada anlık paylaşımlar ve görsellerle beyin sürekli olarak uyarılıyor, bu da derinlemesine düşünme yetisini zayıflatıyor. Bilgiye hızlı ve kolay erişim, odaklanmayı zorlaştırıyor, çünkü bireyler sürekli dikkat dağınıklığı yaşıyor. Bu durum, “brain rot”un daha yaygın hale gelmesine yol açıyor ve insanlar zihinsel tükenmişlik, depresyon gibi psikolojik zorluklarla karşılaşabiliyor.
Dijital dünyada geçirilen zamanın artması, beynin bilgi işleme kapasitesini zorlayabilir. Sürekli dijital uyarıcılara maruz kalmak, insanların dikkat sürelerini kısaltabilir ve bilgiye odaklanma yetilerini zayıflatabilir. Bu, beyin çürümesi hissiyatına yol açan bir başka etkendir. Düşüncelerinde karışıklık, dikkat eksiklikleri ve karar verme güçlükleri yaşanabilir. Bu sorun, özellikle genç kuşaklar arasında daha belirgin hale geliyor. Kısa videolar, anlık içerikler ve sosyal medya etkileşimleri, uzun süreli ve derin düşünmeyi gerektiren faaliyetleri engelliyor. Bu da insanların öğrenme alışkanlıklarını, okuma şekillerini ve hatta kişisel ilişkilerini olumsuz yönde etkiliyor. İnsanlar bilgiye daha yüzeysel bir şekilde yaklaşırken, bu durum uzun vadede zihinsel gerilemeye yol açabiliyor. Ayrıca dijital dünya ile sürekli bağlantıda olmak, kişilerin duygusal sağlığını da tehdit edebiliyor. Uzun süre dijital etkileşimde bulunmak, yalnızlık, stres ve kaygıyı artırabiliyor.”
KORUNMA YOLLARI NELERDİR?
Uzm. Klinik Psikolog Cansu Karaman, insanların çevrimiçi içeriklerin ve sürekli dikkat dağıtıcı unsurların etkisiyle, artık bir konuya derinlemesine odaklanmakta daha fazla güçlük çektiklerinin altını çizdi ve beyin çürümesinden korunma yolları hakkında şunları söyledi: “Beyin çürümesinden korunmak ve zihinsel sağlığı iyileştirmek için yapılabilecekler mevcut. İlk olarak, dijital detoks uygulamak, yani belirli zaman dilimlerinde teknoloji ve dijital cihazlardan uzak durmak, beyin sağlığını korumada önemli bir adım olabilir. Ayrıca, zihinsel yetenekleri canlı tutacak aktiviteler yapmak, kitap okumak ya da derin düşünmeyi teşvik eden hobilerle zaman geçirmek, beynin sağlıklı kalmasını sağlayabilir. Düzenli fiziksel egzersiz, meditasyon ve mindfulness (bilinçli farkındalık) gibi yöntemler, zihinsel netliği artırırken odaklanma becerisini güçlendirir. Bu tür alışkanlıklar, hızla değişen dijital dünyaya karşı zihinsel dayanıklılığı artırabilir ve beyin çürümesinin önüne geçebilir.
Beyin çürümesi kavramı, zihinsel tükenmişlik, dikkat dağınıklığı ve bilişsel gerileme gibi sorunları gündeme getirirken, aynı zamanda bu etkilerle nasıl başa çıkılacağı konusunda farkındalık oluşturmaktadır. Zihinsel sağlığımızı korumak, özellikle bu dönemde, giderek daha büyük bir öneme sahip olmaktadır.”
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.